Felâketler asrına gençlerin “Yaklaşım´´ı

Genç Yaklaşım’ın Aralık sayısında felâketler penceresinden, geride bıraktığımız yılın muhasebesi yapılıyor. Dergi, kapak konusu dışında, geçtiğimiz ay gündemi meşgul eden iki konuya da yer ayırıyor: Fransa banliyölerindeki isyan ve AİHM’in Leyla Şahin dâvâsındaki nihai kararı.

“Yılbaşı” ya da “yeni yıl” gibi tabirler bizde öncelikle “eğlence”yi çağrıştırır. Oysa biten bir yıl, ömürden eksilen 365 gün demektir. Ömürden eksilen 365 gün ise, kaybedilenlerin ve kazanılanların masaya konup muhasebesinin yapılmasına vesiledir. Herkesin teker teker bir muhasebesi olduğu gibi, toplumların ve dünyanın da toplu bir muhasebesi vardır. İnsanlık olarak neredeydik, nereye geldik? Hatalarımız ve sevaplarımız nelerdir? Başımıza gelen felâketlerden ne gibi dersler çıkardık? Bu felâketleri doğru okuyabildik mi?

Geriye dönüp baktığımızda, depremlerle, kasırgalarla yıkılmış, yerle bir olmuş binalar; ölen, evsiz kalan milyonlarca insan görürüz. Bu olayları pek çok şekilde açıklayabiliriz. Meselâ “fay hattı” terimi kulağımıza hiç de yabancı gelmez. Rüzgârın saatteki hızını hesap ederek, kasırgaların yol açabileceği hasarları tahmin de edebiliriz. Ancak bütün bunlar yaşanan felâketlerden mağdur olanlara fayda sağlamayacağı gibi, bundan sonra yaşanacak felâketlerden korkanlara da güven vermez. Asıl felâket, felâketleri ardındaki sırlardan habersiz yaşamaktır.

Genç Yaklaşım’ın Aralık sayısının kapak konusu “Felâket asrı.”

Hakan Yalman, zaman kavramı ve kâinatta olup bitenlere nasıl bakarsak, geleceği daha güvenle karşılayabileceğimizin—deyim yerindeyse—şifre çözücüsünü veriyor.

Taşkın Tuna ise, felâketlerin fotoğrafını çekiyor ve “Bu hazin fotoğrafın bize anlattığı tek bir sonuç vardır:

Kur’ânî ifadeye göre, ‘Allah’ın izni olmaksızın bir yaprak bile yere düşmeyecektir’” diyor.

Recep Bozdağ, yaşanan felâketleri gözler önüne serip hafızamızı tazeleyerek, “Bu felâketler neyin habercisi?” diye soruyor.

Dergi, kapak konusu dışında, geçtiğimiz ay gündemi meşgul eden iki konuya da yer ayırıyor: Fransa banliyölerindeki isyan ve AİHM’in Leyla Şahin dâvâsındaki nihai kararı.

Fransa konusunu Reyhan Keser değerlendiriyor. Ayrıca Bilgi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ferhat Kentel, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nilüfer Narlı, Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Tülin Bumin ve Yeni Asya gazetesi dış politika yazarı Mustafa Özcan’ın görüşlerine başvurulmuş.

AİHM’in başörtüsü kararı da gündemi meşgul eden bir başka konuydu. Kararın açıklanmasından sonra yasakta son noktanın konulduğu yorumları yapıldı. Murat Çetin, “Güncel” sayfasında, gerek AİHM’in ve gerekse Anayasa Mahkemesi’nin yasak lehine verdikleri kararların bağlayıcılıklarını hukukî açıdan yorumlamış.

Dergide ayrıca, bilimden sağlığa, ekonomiden tefekküre farklı konu başlıkları yer alıyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*