Fikir açıklama hürriyeti ve sınırları

Sansür yayıncılık ile ilgilidir ve iki yönlüdür: -Birincisi fotoğrafların ve sinema filmlerinin sansürü. Bu husustaki sansür, özellikle çocukları muzır neşriyattan korumak gerekçesiyle, en liberal devlet adamlarınca dahi meşrû sayılır.

-İkincisi ise düşünce açıklamalarının sansürlenmesi yani bazı düşüncelerin sınırlanması ve muhteva yönünden yasaklanmasıdır.

 

-Ülkemizde, kitlesel fikir açıklama araçlarının kullanıldığı yaklaşık iki yüzelli yıldan bu yana, bu tür sansür hep var oldu.

-Eski Ceza Kanununun 141-142. maddeleri 1991 yılında kaldırıldı ve anarşizm ve komünizm propagandası serbest hale geldi. Aynı tarihte aynı kanunun 163. maddesi de kaldırıldı ve “şeriat devletinin propagandası” da serbest hale geldi.

-Hayli gecikerek de olsa Terörle Mücadele Kanununun 8. maddesindeki bölücü propaganda yapmak suçu da 2003 yılında tarihe karıştı.

-(Unutmayalım ki propaganda ve terör farklı kavramlar ve “terör suçu” bir “fikir suçu” değil, terör bir eylemin adı. Bu eylemi propaganda ile destekleyen, eyleme maddî ya da fikrî yardım ve yataklık eden ya da örgütü ve dolayısıyla eylemi planlayan da fikir suçu değil eylemli suç işliyor. Bunlar tüm dünyada ve ülkemizde cezalandırılıyor. Ceza çözüm oluyor mu, o ayrı mesele.).

-Böylece, artık, “devlet düşmanı” olmak da “laiklik düşmanı” olmak da “demokrasi düşmanı” olmak da “coğrafî birlik düşmanı” olmak da hukuken suç olmaktan çıkmış oldu.

-Yani bir vatandaş, bir kitap yazıp savcıları komünist olmaya davet etse ve hatta adlarına imzalayıp her savcıya birer tane gönderse, yapılacak hiç bir şey yok. Ya da bir diğeri “şeriat namına” diyerek savcıları “irşat etmeye” çıksa, fiilen rahatsız etmediği ya da fiziken tazyik etmediği sürece, yine savcının yapacağı bir şey yok. İster okur, irşat olur. İsterse okumaz bir kenara koyar.

-Peki, her türlü “fikir suçu” kanunlardan çıkarıldı da ne oldu? Fikir açıklamak tam serbest mi oldu?

-Maalesef hayır. Zira bu suçlar suç olmaktan çıkarılınca bazı “yurtsever” ve “kendi fikrini sever” savcılarımız, başka amaçlarla konulmuş olan kanun hükümlerini fikir açıklamalarını cezalandırmak için kullanmaya kalkar oldu.

-Fikir açıklamalarını cezalandırmak amacıyla ve kötüye kullanılan başlıca iki suç türü var: Suç işlemeyi övme suçu ve hakaret suçu.

-Suç işlemeyi övmek “… yapmak suçtur, (suç olmalıdır) ve bu suçu işlemek iyidir” mânâsına gelen bir fikir açıklamasıdır ve “muhatabı belirsiz” biçimde bir suça teşvik eylemi gibi olduğu için cezalandırılır. Yoksa bir eylemin suç olmaması gerektiğini, fikrî ve felsefî bir bakışla söylemek, elbette sadece bir görüş açıklamasıdır ve suç sayılmamalıdır.

-Ama maalesef, yakın geçmişte bazı savcılar, başörtüsü özgürlüğünü savunmayı bile suç işlemeyi övmek gibi göstermeye kalktılar.

Suç işlemeyi övmenin diğer bir biçimi, halk kitlelerini, din, sınıf, bölge ve mezhep ayrımı üzerinden birbirine karşı kışkırtmaktır ki bu da suça teşvik veya suça tahrik mânâsına geldiği için suç sayılmıştır. Ancak özellikle 28 şubat 1997 sonrasında savcılarımız bu konuda da oldukça mahir davranmış ve devlet yöneticilerini eleştirenleri de cezalandırmaya kalkmış, kısmen başarmıştı.

-Hakaret suçunun fikir açıklamalarında kötüye kullanılması ise daha ziyade 5816 sayılı “Atatürk’ün hatırasına hakaretten koruma kanunu” çerçevesinde ve yine genellikle olağanüstü dönemlerde olmuştur.

-Bu iki yaygın istisna dışında sıradan vatandaşı ilgilendiren bir fikir yasaklığı durumu yoktur. Ancak devlet memurları, üniversite mensupları, dernekler ve siyasî partiler, ya belli bir fikre tâbi olmak ve sahip çıkmak ya da meslekten atılmak ve kapatılmak tehdidiyle yaşama mecburiyeti altında tutulmaya devam etmektedirler.

-Özetle, fikir açıklama konusunda savcılar sıradan vatandaşa artık fazlaca müdahale edememektedir ama, sistem, devlet memurlarının ve sivil sayılabilecek örgütlenmelerin fikir açıklamalarını çeşitli yollarla ve araçlarla engellemeye şimdilik devam etmektedir.

-Bu dahi, sağlam toplum kurmak ve meşrû/meşrut devleti elde etmek için öncelikle özgür bireyden medet ummaya devam etmek gerektiğini göstermektedir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*