Garip Suriye savaşçılarını tanıyor musunuz?

Doğu veya Batı

altYeni Asya olarak, 11 Eylül’den bu yana, vurgulayarak geliyoruz. İslam Coğrafyasındaki savaşın müslümanlara ait olmadığını, fakat çeşitli fitne ve hilelerle emperyalist İkinci Avrupa; buralarda çıkardığı yangınlarda çocuklarımızı yakıyor, diye çok yazdık.

Önce Batılı internet gazeteciliği söylediklerimizi tasdik eden haber ve resimleri yayınladı. Zamanla; Guardian ve New York Times gibi global gazeteler de satır aralarında, söylediklerimizi doğruladılar. Hatırlarsanız, Fransa ile Belçika´da bu işin cılkı çıkmıştı. Gizli global örgütler, buradaki istihbarat ve emniyet birimlerinin bilgileri dahilinde, Kuzey Afrikalı çocuklar üzerinde çalışıtlar. Suça bulaşmış veya bulaştırılmış gençleri adeta hapishanelerden topladılar. Kriminel olmayanlar da, bir usulle o labirente sokularak, binlerce Müslüman ve çoğu Afrika kökenli çocuklarımız söz konusu neocon arka planlı örgütler aracılığıyla; Musul’a, Rakka’ya ve Halep’e sevk edildiler.

Birinci Avrupa ile Astana müttefiklerinin ortak gayretlerinin püskürttüğü  neoconlar (Yani İŞİD, El-Kaide, PKK, El-Nusra vesaire) bilhassa Avrupa ve Amerika’dan getirdikleri Müslüman kökenli savaşçıları, sahada muhafazada zorlandılar. Maalesef bunların bir çoğu bilinçli olarak infaz edildi… Bilhassa Belçika ve Fransa’daki organizasyonların  yardımlarıyla… Bu haberleri merak edenler, bu konuyu işleyen internet gazetelerine bakabilirler. Hapishanelerden, varoş ve diskoteklerden toplayıp Rakka’ya yolladıkları gençlerin doğdukları yere ve sevdiklerine tekrar dönmemeleri için, infaz için aracı firmalar da kullanılmış.

YENİ SAVAŞÇILAR…

Onların hikayesi de garip… Sosyal devletin kurallarını takip edemeyen birçok serseri genç var, Avrupa’da. Sığınacak bir çardak ve kendilerine  uzanacak bir el bekletilerindeki bu yeni gençler, Afrika ve Asya kökenli değiller. Rojava aslanları arasında duvarlara İbranice sloganlar yazanlar da varmış. Varın gerisini siz hesabı ediniz. Kod adları kürtçe olan bu savaşçılara, paradan başka neler vaad edildiğini bilemiyoruz. Avrupa’nın monotonluğundan kaçanlar kadar, insan öldürme arzularını tatmin etmek isteyen hastalar varmış aralarında… Mesela Almanya’dan gelen Kevin jochim “Dilsüz Bahar” olarak biliniyormuş, Rojova’da… Avustralya’lı Ashlay Jhonson ile Reece Harding… Amerika’dan Keith Bnoonfield ile Yunan asıllı Konstantinus Scurfield… Bütün bu garip savaşçıların hikâyelerini yazan Newyork Times (24 ve 27 Ocak), ölüm için toplatılıp buraya getirilmiş Fransa, İngiltere ve Amerikalı çocukları, Kürtlerin özgürlüğüne koşan kahramanlar olarak tanımlıyor. Bu haber kaynağından, İngiltere Henry Jackson Cemiyeti’nin, neoconların bu cephesi için Avrupa’dan savaşçı topladığını da öğreniyoruz.

Avrupa’nın, Avrupalı kökenlerinden gelen çocuklarıyla, Afrika ve Asya kökenlilerinden gelen çocukları arasında fark var mı? Bize göre yok. Fakat, Avrupa’nın istihbarat örgütleri IŞİD saflarında bulunup dönenleri göz altına alıp sorguladığı halde, Rojava’dan dönenlere bu muameleyi yapmıyormuş. Şu çağda bu ayırım için, ancak „çok ayıp!“ diyebiliriz.

Bu garip hikâyenin gündeme gelmesine, Avrupa’dan gelen çocuklarının ölümü olduğunu biliyoruz. Hem zeytin dalı operasyonunda ve hem de Irak´a yakın (Barzanistan´da) ölen Kendal Breich, Oliver Francais, Baran Galiciya, Samuel Prado, Leo ‘nun ölümleri… Bu hikâye Türk Medyasına da yansıdı (Aydınlık 07.03.18) Bütün bu savaşçıların ülkelerinde solcu bilinmeleri ve hatta Rasuleyn’de (Mayıs 2015) MLKP’nin konferasını düzenlemeleri, bu hareketin arkasındaki troçkistleri net bir şekilde ortaya koyuyor, kanaatindeyiz.

JAMES COOK’UN GEMİSİ…

Tarih tekerrür ediyor. 18. Yüzyılda; İngiltere Devleti, ülkesindeki yüz kızartıcı suçluları, katil ve ırz düşmanlarını gemilere bindirerek James Cook’un kumandasında Avustralya’ya göndermişti. Misyonları ise Aborjinlerle (yerlilerle) savaşarak hayata tutunmak olarak belirlenmişti. O tarihten günümüze vahşette bir değişim olmamış. Yalnız bundan sonra, cehaletten ve ihtilaftan istifade ile Müslüman kökenli gençleri avlayamayan global terör örgütleri, Neoconların safında, bölgedeki ülkelerin askerlerle savaşmak üzere Avrupa’nın “öz çocuklarını” gemilere bindirerek Suriye savaşına gönderiyorlar. Gönderenler de, neoconlar da kendilerini her hal ü karda kazançlı sayıyorlar. Ölmeleri de, öldürmeleri de veya bu serseri gençlerin bu coğrafyada kaybolmaları da onlar için güzel bir netice… James Cook’un gemisine bindirilen suçlu Britanyalıların kaç tanesi İngiltere’ye dönebildiler ki… Gördüğünüz gibi, vahşette bir değişme olmamış.

Benzer konuda makaleler:

4 Yorum

  1. Allah kalemine kuvvet versin. Fevkalade harika tarihi tesbitler. Allah razı olsun.

  2. Fesubhanallah gerçekten hayret edilecek hadiseler. Allah zalimler fırsat vermesin. Nice Masumlar kayboluyor haberimiz olmuyor hangi milletten olursa olsun

  3. Bu hadiselerin özünü deşifre ettikçe, kıyametle burun buruna geldiğimizi daha iyi anlıyorum.

  4. Zaman meçhullerin üzerindeki örtüyü kaldırıyor. Deccaliyet Amerika’sını diğer Amerika’dan hala ayırmayanlara veya olsun.

mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*