Gazetemiz, cenneti dünyada tattırmak için çırpınır

Image

Yeni Asya’yı nasıl ve ne zaman tanıdınız?

Yeni Asya’mı 1970’li yıllarda tanıdım. Gençliğin sokakta aradığı huzur ortamında bizim elimizden tutan sevgili Hasan Yalçın ve Nejat Özdemir ağabeylerim vasıtasıyla tanıdım. Huzuru, güzeli, ideali, istikrarı kısaca her şeyimi onunla ve cemaatimle güzelleştirdim.

Sizi Yeni Asya’ya bağlayan sebepler neler? Kısaca özetler misiniz?

Beni gazeteye bağlayan onun şaşmaz prensipleri, ideali, istikrarlı duruşu, hedefi, ölçüleri; kısaca insanı gerçek insanlığa yükselten, hakkın hatırını hiçbir hatıra değişmeyen sebatı, sadakati, yaşayışıdır. Yeni Asya diğer gazetelerden her yönüyle ayrıdır. Çünkü onun hedefi bütün insanlığın mutluluğu ve iki dünya saadeti kazandırmaktır. Bugün araştırın emsalini bulamazsınız. Reçete Yeni Asya’dadır.

Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?

Yeni Asya neler kazandırmadı ki! Eğer ben Yeni Asya’yı ve okuyucularını tanımasaydım bugünkü ye’cüc me’cücler taifesine direnemez, belki taraftar olup dinimi, diyanetimi kaybedebilirdim. İslâma ait farkındalıkları, edebî söz söylemeyi, lüzumsuz konuşmamayı, zamanımı en iyi şekilde değerlendirip insanlara faydalı olmayı, pozitif bakış açısıyla yaklaşmayı, değişim ve gelişimi, iktisadı, istikrarı, prensipli yaşamayı kısaca sünnetullaha uymayı.

Yeni Asya ile ilgili unutamadığınız hatıranızı anlatır mısınız?

2003 yılında Erzurum’a abone çalışmasına, geçtiğimiz Ramazan ayında Hakkın Rahmetine kavuşan, muhterem Saffet Sağlam Ağabeyle (r.a.) gitmiştik. Çok sevdiğim Gürbüz Dinçer Ağabeyin ve diğer ağabeylerin ilgilerini, iltifatlarını, ayrıca esnafın bize olan özel sevgi ve ilgilerini, yine Ağrı’nın güzide okuyucuları ve esnaflarının saygı, sevgi ve hürmetle bizi kucaklamalarını unutamıyorum. Rabbimden Cennet’te buluşmamızı niyaz ediyorum.

Hülasa; siz ey Yeni Asya okuyanları ve çıkaranları! Ne mutlu sizlere ki, çoklarının yapamadığı bu kudsî hizmeti her türlü zor şartlara rağmen yaşatıyorsunuz. Bugüne kadar bir abone de olsa abone yapanları, gazetemizin yayın hayatında en ufak emeği geçen hakikat kahramanlarını tebrik ediyor, başta Üstadımızın onlara ve bizlere tasarrufunu Rabbimden niyaz ediyorum.

YOLUN AÇIK OLSUN

SENİ ömrümün baharında tanıdım. Ben o zaman ömrümün neharında idim. Sen bana bir nur, bir ışık oldun. Karanlık gönlümü aydınlattın Yeni Asya’m.

Nurları tanımazken kendime bir rehber arıyordum. Seni tarif ettiler ve dediler ki: O bir nurdur ve nurların yoludur öncüsüdür. Her yere gider, girer, görür, duyar, bilir, anlar, çareler sunar, sever, sevdirir, korkmaz, korkutmaz. Güzeli tarif eder. Onda art niyet yoktur. O seni aldatmaz. O günlük yol haritasıdır. Her sabah okursan mutlaka ve mutlaka gerçekten bir hisse alırsın. O herkese sevgili gibi bakar, muhabbet eder, onu kurtarmak için çareler sunar.

Onun tek bir gayesi vardır: ’Nesli kurtarmak’. Sen onu okursan tadarsın, anlarsın, mutlu olursun. İnsanlara örnek, kalblere rehber olursun. Ailene, yakınlarına başka bir gözle bakar, onlara acırsın. Onlar için Yaratıcı’dan imdat istersin. Geceleri onlar için dua edersin, saadet diler, mutlu olursun. Onu okursan, gayesini anlarsan senin de hedefin olur. Sen de tüm insanlara onu okutmak ve onların da mutlu olmasını istersin. O gazete değil rehberdir. Yoldaki ikaz levhaları gibi seni sahili selâmete götürür. Onunla giden aldanmaz, aldatmaz. Onun kaynağı kâinatın yaratılmasındaki nur-u hakikattir, onun in’ikasıdır. Onun için onu okuyan yanılmaz, yanıltmaz. Onu bulan her şeyi bulur, Cenneti dünyada yaşar ve yaşatmaya çalışır. O herkese cenneti dünyada tattırmak için çırpınır. Onu bulan, tanıyan, nefsini, neslini, aslını, asaletini kurtarır. Sakın geç kalma ona yetiş, onunla bir ol, anlamaya çalış, anladıktan sonra onu anlamayanlara ulaştır. Seni bekleyen milyonları unutma. Sakın onsuz bırakma, bir kişi de olsa ona ulaştırmaya çalış. Çünkü o bir kişi senin en dar bir günde şahidin olacaktır, unutma! Yolun açık olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*