Gazetemiz…

Geçen hafta Bursa’mıza, İstanbul’dan Kâzım Güleçyüz, Faik Altun ve Âdem Başkaya kardeşlerimiz geldi. Gazetemiz ve neşriyatlarımız hakkında çok güzel bilgiler verdiler.

Müessesemizdeki son durumları da izah ettiler. Sorulan sorulara çok güzel cevap verdiler.

Onlar bunları anlatırken, benim aklıma da orada Yeni Asya’nın geçmişine ait bazı hatıralar geldi. Biz gazetemizi, neşriyat hayatına başladığı yıldan beri alıp okuyoruz şükür. Bununla alâkalı birçok hatıraları sizlerle paylaşmıştık. Gazetemiz hakkında, hep söyleyegeldiğimiz “Nurcuların dünyadaki tek gazetesi” sözümüz var. Gerçekten de, ne Türkiye’de, ne de dünyada, Yeni Asya’nın bir benzeri yok. Bunda da en büyük sebep, belki de ihlâsla hareket edildiği ve neşriyat hayatına atılış maksadının dışına çıkmayışıdır.

Evet, rahmetli Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin, “Risale-i Nur’un matbuattaki lisânı” olarak tasvib ettiği ve “Lahana yaprağı kadar da olsa bir günlük gazetemiz olsa” hayalini tahakkuk ettiren Yeni Asya, ilk gününden bu tarafa aynı çizgi üzerine yürüyüp gidiyor. Gerçi zaman zaman, beraber olduğumuz arkadaşlarımız, bazı sebeplerle Yeni Asya’dan uzaklaşsa da, bazılarının kalbi yine burada atıyor. Bunu, geçtiğimiz aylarda daha iyi müşahede ettik. Bazı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde, “Ben yine Yeni Asya alıp takip ediyorum. Çünkü cemaatimizin irtibatını bu gazete yapıyor. Hem eski-yeni birçok kardeşimizin nerede olduğunu, ne yaptığını, kimin öldüğünü kimin kaldığını da hep Yeni Asya’dan öğreniyoruz” demişti. Tabiî bu bizim çok hoşumuza gitmişti. Aslında diğer Nurcular da bu gazeteyi alıp okusalar, diğerleriyle farkı daha iyi anlayıp, kendi yuvalarındaki sıcaklığı daha iyi fark edeceklerdir.

Nitekim bundan iki sene önce kadar geçirdiğim bir trafik kazası sonrası, eski kadim bir arkadaşımız beni “Geçmiş olsun” diye aradı. Tabiî biraz şaşkınlığımı anlayınca, “Ben, birkaç senedir, bazı yayınlarından dolayı Yeni Asya almıyordum. Bundan birkaç sene önce talebeliğimizde beraber, aynı odada kaldığım bir arkadaşımız vefat etmiş, tâziye ilânı da Yeni Asya’da çıkmıştı. Fakat ben gazete almadığımdan haberim olmamıştı. Buna çok canım sıkılmıştı. Hâlbuki gazete almış olsaydım haberim olacaktı. Anladım ki, bu cemaatin gazetesi budur. Ondan sonra da hep aldım ve arkadaşlarımızın arasında meydana gelen her şeyden haberim olmaya başladı. İşte, senin kaza yaptığını da gazeteden öğrendim ve hemen aradım” dedi.

Tabiî o bunları anlatırken benim gözlerim yaşarmıştı.

Evet; Nur’a, Kur’ân’a, İslâma hizmet eden Yeni Asya, bizim gazetemizdir. Gazete okuyan her Nurcunun muhakkak alması icab eden bir güzide gazetedir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*