Gebze’de bir kardeşlik balı

Ruhumuz kardeşlik ballarını özlüyor.

Bulunduğumuz mahalde bir toplu ders, bir cemaatle namaz, bir müzakereli okuma, bir beraber yemek programları tertip ediyoruz ve kardeşlik balını doyasıya tadıyoruz ya…

İşte Gebze bunlardan, bir toplu okuma programını geçtiğimiz hafta sonu yetişkinler için üç günlük olarak düzenlemiş.

Her güne muhtelif seminerler koymuş.

Bizi de dâvet ettiler; gittik.
İş güç sahibi insanları öyle beş on gün tutamıyorsunuz.
Ama bir, iki-üç gün dediniz mi, daha çok katılımlı okuma programları düzenlemeniz mümkün olabiliyor.

Efendim; bizim temel gıdamız okumak!
Ölünceye kadar okumak!
Öldükten sonra okuyamayız.
Okumak, hakaik-ı imaniyeye ulaşmak için çaba göstermek demek!
Okumak, iman-ı tahkikî elde etmek için çırpınmak demek!
Okumak, hata, kusur, sehiv, günah, seyyiât, taksirat gibi noksanlıklarımızı görüp, teslim edip; bunlardan Allah’a sığınmak, Allah’a tövbe etmek demek!

Nitekim biz, eğer kabul buyururlarsa, günde yetmiş defa tövbe eden bir Peygamberin (asm) ümmetiyiz.
Mevlânâ Celâleddin’e göre, Peygamberimiz Efendimizin (asm) günde yetmiş defa tövbe etmesi, onun (asm) Allah katında günde yetmiş derece yükselmesi demektir.

Yoksa bu tövbeler, onun—hâşâ—günde yetmiş günah işlemiş olduğu manasına gelmez. Çünkü onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır.1

Sonsuz şükürler olsun Rabb-i Rahim’e ki, bir felâket ve helâket asrı olan ahir zamanın ümmetine de böyle bir Nebevî terfi yolunu açmış bulunuyor.

Her bir cümle bir basamak olacak şekilde!
Okudukça basamaklardan çıkıyorsunuz.
Ta alâ-yı illiyyine kadar!
Toplu okumalarda bir de kardeşlik balı peyda oluyor.
Doyum olmayan bir bal!
Cennet balı gibi bir şey!
Şahs-ı manevî ruhu teşekkül ediyor.
Kimsede kin yok, iğbirar yok, haset yok, kıskançlık yok, şikak yok, nifak yok!
Bilâkis kerem, îsar, muhabbet, uhuvvet, tevazu, tefani, cömertlik, sevgi, nezaket, nezahet dem ve damarlara işlemiş.

Başta Gebze vakfı Osman Yiğit kardeş olmak üzere, bütün katılımcılara, bütün emeği geçenlere, bütün himmet ve gayret sahiplerine binler tebrikler!

Üstad Hazretlerinin ifadesiyle: “Genç, kavî, iktidarlı çok Said’ler sizlerde vardır. Aynı ruh, aynı ifade, aynı iman… Hadsiz şükür ve sena olsun ki; Rabb-i Rahim sizleri Risâle-i Nur’a hâmi, naşir, sahip, şakirt eylemiş.” 2

Bu takdir ifadeleri yerini bulmuştu.
Esasen, hiç şüphe etmiyorum; bu takdir ifadeleri pek çok ilimizde, ilçemizde, mahallimizde yerini buluyor elhamdülillah.

Diyeceğim o ki: Böyle toplu okuma programlarını, bir-iki günlük de olsa, imkânlarımız ölçüsünde arttıralım.

Müzakeredir, meşverettir, programdır, ziyarettir, çaydır, çorbadır, yemektir; bir araya gelmelerimizi arttıralım.

Birbirimizin yüzünün nuruna ihtiyacımız var.
Kardeşlik balını daha çok tatmaya ihtiyacımız var.
Fena fi’l-ihvan sırrını damarlarımıza daha çok zerk etmeye ihtiyacımız var.
Yeri gelmişken azıcık da Gebze’den bahsedeyim:

Merkezde bir Yeni Asya Bürosu ihdas etmişler. Kitap ve kırtasiye satışı da burada gerçekleşecek. Açılışını o gün yaptık.
Ayrıca bir de dört katlı bir külliye binası yaptırmışlar. Elde avuçta hiçbir şey yokken, bir yılda ortaya çıkıvermiş bu bina! Bin maşallah ve barekâllah!

Bu külliyenin de açılışını aynı gün gerçekleştirdik.
Cenâb-ı Hak buralarda kıyamet gününe kadar nice hizmetler nasip etsin. Âmin.

Dipnotlar:
1- Fetih Sûresi: 2.
2- Kastamonu Lâhikası, s. 25.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*