Geleneksel medya ve sosyal medya gerçeği

2014 hem istikrar yılı olsun hem de milletimize hayır, huzur ve bereket getirsin diye, duâ ediyoruz.

Kabul edelim ki, geçtiğimiz yılı yüksek tansiyonla kapattık.

Özellikle medyaya bu konuda çok iş düşüyor. Hükümet taraftarı medya ve hükümet karşıtı yayınlar gerilim yüklü manşetlerden kaçınmalı.

Belki de bu yüzden gerilimden uzak kalmayı isteyen televizyon izleyicisi, Acun’un “O Ses Türkiye” ve “Yetenek Sizsiniz” programlarına veya bol magazin soslu dizi filmlere yöneldi. Rating listelerine baktığımızda bunu görebiliyoruz.

Çok tartışılmasına rağmen, medya hâlâ bir güç olarak kabul ediliyor.

Ancak medyanın geleceği de tartışılmalı. Bu yıl, gazetelerin ömrü, sanal âlem veya sosyal medya ile kafa kafaya mı gidecek, bilemiyoruz.

Geçen yılın en çok tartışılan konuların başında “Gezi parkı olayları” geliyordu. Kuşku yok ki, sosyal medya gücünü işte tam da burada gösterdi.

Dışarıdan müdahale edilemeyen, kullanıcıların belirlediği gündemin geleneksel medyanın gündemini nasıl etkilediğine dair birçok konunun ipuçlarını bu yıl gördük diyebiliriz.

Futbol, dizi, popüler kültüre dair geleneksel medyaya referans olan tartışmalar, özellikle de Gezi’den sonra sosyal medyada daha fazla görünür olmaya başladı.

Burada tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı diye bir ikilem yaşanabilir.

Yani, geleneksel medya mı sosyal medyadan yoksa sosyal medya mı geleneksel medyadan etkileniyor çelişkisi hemen hemen aynı şey…

Ama şöyle bir gözlem de yapmak gerekiyor:

Geleneksel medya, sosyal medyayı keşfettikten sonra sanki daha fazla alana nüfuz etmeye çalışmalarına başladı. Sosyal medyada geleneksel medyada ne varsa hepsini kendi bünyesinde –kimi zaman kaynak göstererek- üstelik ucuz bir maliyetle sitelerine yerleştirdi. Haber, röportaj, popüler kültür, futbol vs. ne varsa yayınladı.

Ancak bazı olaylarda görüldüğü gibi sosyal medya, özellikle Twitter geleneksel medyanın görmediğini gösteren bir rol oynadı. Hatta kimi zaman da geleneksel medyaya kafa tutarak adeta alternatif bir medya oluşturdu diyebiliriz.

Peki sosyal medyanın geleneksel medyayı dönüştürdüğünü söylemek mümkün mü?

Yoksa dönüşen kullanılıcılar yani toplum mu?

Toplum, geleneksel medyanın da kendi ihtiyaçlarını karşılamasını mecburi hale getirdi aslında…

Bu alanda her dönem rating ve tiraj kaygısı, geleneksel medyayı önce muhteva, daha sonra hedef kitlelerin ihtiyaçlarını karşılama noktasında sosyal medya ile entegre olmaya itti. Böylece, görmezden gelinen ve burun kıvrılan internet ve yeni medya; geleneksel medya içerisinde yer almaya başladı.

Ancak bu noktada sosyal medya geleneksel medyayı dönüştürdü demek çok iddialı olur. Her iki gücün birbirini etkilediği ortada…

Ancak şu gerçeği de unutmamak gerekiyor: Geleneksel medya ve sosyal medyaya rağmen, Türkiye hâlâ bir televizyon ülkesi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*