Gelin! Şevk verenlerden olalım

Hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede bulunmak ve çalışmak iddiasında, istek ve arzusunda olan hizmet ehlinin en büyük dayanağı, desteği, bastonu ve asası; şevktir…

Şevk iyi yönlü bir kuvvettir… İnsanlar hem şevk alırlar, hem de şevk verirler… Her huyda olduğu gibi şevk kırma gibi menfi; şevklendirme gibi müsbet tarafları da vardır…

Literatürde “Şevk veriniz, şevk alınız, şevkleniniz, şevkiniz artsın veya şevkini kırdınız, şevk vermediniz, şevksizliğe düşürdünüz, şevksiz insan ölü insandır… vb” şeklinde ifade edilen şevkin müsbet ve menfi kavramlar insanımızın muharrik kuvvetlerindendir…

Ama şevkin hep kullanılması, olması lâzım gelen yer ve konu ise Kur’ân, iman, İslâmiyet hizmetleridir… Menfi manada ve şevksizliği ifade noktasından kudsî hizmetlerde zikredilmemelidir…

Şevkin üstüne binen, şevki kuşanan, şevkle hareket eden, şevkle gelen ve şevkle giden dağları aşar… Şevkle her türlü müsbet hareketi yapar, yapabilir…

Bizler daima şevk vermenin, şevk almanın, şevkle dolu olmanın ve şevkin gereklerini yerine getirebilmenin yanında, tarafında olmalıyız, olabilmeliyiz…

Zaten imanını tahkiki yapabilen ve tahkiki imanın mertebelerinde yükselebilen, yaşayabilen bir gönülden, vicdandan, akıl, ruh, kalp ve fikirden ancak ve ancak şevk çıkar, şevkli ve gayretli olmak çıkar… Bu onun imanının gereğidir ve şevksizlik ona yakışmaz…

Gelin, bu Risale-i Nurlar’la gerçekleştirilen hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede şevk veren, şevk alan ve şevkli bir şekilde hizmet edenlerden olalım… Olmaya çalışalım… inşallah…

Rifat Okyay

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*