Genç Yaklaşım Kulübü Çanakkale Şehitlerini andı

KİLİS 7 Aralık Üniversitei topluluklarından “Genç Yaklaşım Kulübü”nün düzenlemiş olduğu Çanakkale Şehitlerini Anma Programı’na ilgi yoğundu.

Mehmet Kaplan’ın da konuşmacı olarak katıldığı programda, Genç Yaklaşım Kulübü’nün hazırlamış olduğu sözler ve şiirler programa damgasını vurdu. “Seddülbahir cephelerinde bu topraklar için can veren Musabeyli Akkaşoğlu Osman’ın, Umurlu Oğullarından Merkez Demirci Köyünden Azmak Tepe’de bütün vücudu parçalanan Hasan oğlu Mehmet’in, Gaziantep’ten Arif oğlu Mustafa’nın evlâtları Osmanlar, Saidler, Mustafalar, Ayşeler, Fatmalar hepiniz hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başlayan Mehmet Kaplan, Çanakkale bir büyük destan. Düşman tepeden yol bularak geçmek istiyor. Son gazimiz de vefat etti, onlardan ise sadece hatıraları kaldı ifadelerini kullandı.

14 BİN KATIR VE AT GETİRİP SİSTEM KURMUŞLAR

Kaplan, “Bu savaşta gemiler bomba yağdırıyor. Yarım milyon genç can veriyor. Düşmanın tek isteği bu toprakları işgal etmek. 14 bin at ve katır getirmişler, bir sistem kurmuşlar; ancak 253 bin şehidimizin olduğu bu topraklarda ölümün acı yüzü ile karşılaşıyorlar. Ortalama 15 ile 20 yaşlardaki gençlerlerimiz var bu savaşta. Vatan uğruna can vermek, peygambere kavuşacakları için asla onlarda korku yok” dedi. Bir gaziyi ziyaret ettiklerini söyleyen Kaplan, gazinin halini ve davranışlarını tanımlarken, “Şöyle eski bir elbise var üzerinde. Asla gazilik maaşı kabul etmemiş. Tam kürek kemiğinin üzerinde şarapnel parçası. Öğrenciler hemen ‘Tıp çok ilerledi, aldıralım’ deyince, gazimizin bir bakışı vardı. ‘Allah’ın huzuruna ben böyle çıkacağım’ dedi ve şöyle devam etti: “Öyle gülleler yağıyordu ki top tüfekten daha sık. O gülleler gibi Mehmetçik de ‘anacığım’ diyerek savruluyor. Toprakta kol, parmak, çene, el, ayak. Ancak artık ağlamak değil, Asım’ın nesli olmak gerekti. Mustafalar, Hüseyinler Anadolu’nun dört bir tarafından geldiler. Biliyorlardı ki Çanakkale Boğazı geçilirse, bizim de boğazımız kesilecek. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi hepsi oraya giderek, el ele verip bize ‘Ey evlâtlarım! Asım’ın nesli olmak budur’ dediler. Bizlere bir misyon yüklediler” şeklinde konuştu.

BÜYÜK DÜŞÜNEN ÜLKELERİN İNSANLARI BÜYÜK OLUR

BÜYÜK düşünen ülkelerin insanları büyük olur. Belli triplere takılarak beyninizi küçültürsek, Asım’ın nesli olamayız diyen Kaplan, “Ben bu kadar Türküm, bu kadar Kürdüm, bu kadar Çerkezim, bu kadar Lazım!” Niceleri sevdiklerine bizler için kavuşamadı. Öyleyse büyük düşüneceğiz. Şuradan çıkın, İran üzerinden Çin’e kadar bizleri bekliyor. Bakın bizim topraklar karışıksa dünyada huzur olmuyor. Herkesi seveceğiz, ama öncelikle birbirimizi seveceğiz. O tek diş, hâlâ ayakta duruyor” şeklinde konuştu. Elimize kılıç alıp Viyana’ya gidecek değiliz. Ama Âkif gibi alanımızda en başarılısı olacağız, özgürlüğü, iyiliği en iyi yayan biz olacağız sözlerini sarfeden Kaplan, şunları kaydetti: “Aile bağlarımızı güçlü tutacağız, hak yemeyeceğiz, güvenilir olacağız. Arkadaşlar, ümit kılıcıyla ümitsizliğin kafasını koparacağız. Unutmayın iki şey gerçek sondur; biri cennet diğeri cehennem. Asla unutmayın hayatınız onunla anlam kazanıyor. Asla hesapsız kitapsız bir son olmuyor.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*