‘Gençlik Şöleni’ çağrışımları

Türkiye’nin zorlu geçen zaman dilimleri hizmet-i imaniye ve Kur’ânîye ile adeta bir nefes alıyor.

Risale-i Nur’un kâinat vüs’atındaki meselelere olan derin etkisi, küçük dairelerde de daha bir hissediliyor.

Dünyanın pek çok ülkelerinde, Türkiye’nin hemen her şehrinde, ilçesinde, hatta köylerinde yapılan Risale-i Nur dersleri daralan insanlara, sıkılan ruhlara bir serin Kur’ân iklimi yaşatıyor.

Ankara’da gerçekleştirilen ‘Genç Saidler Ankara’da Buluşuyor’ üst başlıklı ‘Risale-i Nur Gençlik Kongresi’ ve devamındaki ‘Gençlik Şöleni’ yüzlerce Nur Talebesi gençleri biraraya getirdi ve bir bayram havasında yaşattı.

Cumartesi günü, Abdulkadir Özkan Vakfı’ndaki masa çalışmalarında onlarca Nur Talebesi kardeşlerimiz Risale-i Nur Enstitüsü’nün bu yıl için planladığı masa çalışmalarında ‘Hukukun Üstünlüğü ve Adalet’ konularını Risale-i Nur eserleri içinde araştırdılar ve günümüz meselelerine çareler aradılar.

Emin olun bu çalışmalar ülke meselelerine ciddî pozitif katkı yaptığı gibi insanlık meselelerine de aslında Rabbimizin rahmetini, bereketini ve diğer esmalarını celp anlamında çok ciddî birer katkı yapmaktadır.

Nitekim, Cumartesi gecesi aynı mekânda yapılan umumî Risale-i Nur derslerinde oradaki gençlerin, ders dinlemeye gelen insanların yüz hatlarına bakıldığında, adeta bir manevî değişim ve dönüşüm yaşandığı apaçık görülebilecektir.

Güzel netice şu ki, Ankara bir Nurlu hafta sonu daha yaşadı. Bu sadece Ankara’yı kapsamıyor, bu dalga âlem-i İslâmı içine alacak şekilde bütün insanlığı ilgilendiriyor.

İşte bu dalganın ve bu faaliyetlerin genişlemeye ihtiyacı var. Çünkü bir şey külliyet kesbettikçe etkisi de o nispette oluyor. Nasıl ki günahlar umumileştikçe umumî belâları celb ediyorsa, hayırlı faaliyetler de umumileştikçe elbette rahmeti celb edecektir. Tabiî ihlâsı da yitirmeden.

Biz de Ankaralı ağabey ve kardeşlerimizle biraraya geldik. Hem Cumartesi dersinde hem de ‘Gençlik Şöleni’ndeki sevinç ve neşe ortamında pek çok farklı şehirlerden gelmiş kardeşlerimizle kucaklaştık.

Bizi Ankara’da beş yaşındaki kızı Zeyneple birlikte Hikmet kardeşimiz karşıladı. İlk saatlerimizi Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin mekânında geçirdik. Öğle namazımızı da burada kıldık.

Buradaki manevî atmosfer hakikaten insanların maneviyata olan ihtiyacının düzeyini gösteriyordu. İnsanlar nefes almak istiyorlar. Duâ etmek istiyorlar. Dinin hakikatlerini yaşamak istiyorlar. İşte bu isteği çok iyi değerlendirerek manevî dinamikleri ortaya çıkarmak, bu işin sağlıklı şekilde eğitimini yapmak, şartlarını oluşturmak da hem devlet teşekkülüne hem de sivil toplum inisiyatiflerine düşüyor.

Yani ülke içerisindeki yıkım ve tahribat adımlarına karşı, neredeyse alkol, uyuşturucu ve eroin gibi problemlerle girilmeyen mahallelere, semtlere karşı, o zaman tamir ve onarım adımlarının da sür’atle gerçekleştirilmesi gerekiyor ki, ortamlar yaşanır hale gelebilsin.

İşte bu Nur dersleri negatif tahribatı yokeden ve yerine vicdanları uyandırarak, onarımı sağlayan ve sulh ve selâmete hizmet eden birer sığınak hükmündedir.

Bir zamanlar, siyasî atmosferin yoğun olduğu dönemlerde birilerine söz verilen Medresetü’z-Zehra Üniversitesi’nin gelişmesi ile ilgili hiçbir adım kalmadı.

Hapishanelerin birer ıslahhane olması için Risale-i Nur eserlerinin ekmek gibi su gibi tevzi edileceği zamanlar henüz gelmedi. Gelmediği gibi bazı noktalarda geri de gidildi.

Peki dünyanın yakından tanıdığı, pek çok üniversitelerde ders kitapları olan Risale-i Nur eserlerinin, bu eserlerin dünyaya geldiği kendi ülkesinde böyle bir ilgiye mazhar olamamasını ne ile açıklamak icabeder.

Evet, ümitsiz değiliz. Kimselere karşı da bir husûmet duygumuz yok. Ama gençlerimizin, çocuklarımızın, vatandaşlarımızın moralindeki düşüklük elbette bizi de etkiliyor.

İslâm dünyasının, ülkemizin üzerindeki kara bulutlar aydınlık bir geçmişi ve geleceği olan, Kur’ân’ın malı bulunan bu eserlerin enerjisine ihtiyaç duyuyor.

Hamiyet sahibi yöneticilere ve imkânları olan sivil inisiyatiflere duyurulur.

Gençlik Şöleni’nde emeği geçen bütün kahramanları tebrik ediyoruz.

Sebahattin Yaşar

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*