Hafızlığa formül arayışı

Yeni eğitim sisteminin imam hatip okulları ve hafızlık müessesesine yansımalarını değerlendiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Bizim zorlanacağımız, Anadolu’nun geleneğinde tarih boyunca var olan hafızlık müessesesidir. Hafızlık sistemini değiştiriyoruz. Bir sene içerisinde çocuk, temel eğitimden mahrum kalmadan rahatlıkla hafız olabilir” dedi.

“ORTAOKULLARIN AÇILMASI KAZANIM”

DİYANET İşleri Başkanı Görmez, yeni eğitim sisteminin imam hatip okulları ve hafızlık müessesesine yansımalarını da değerlendirdi. İmam hatiplerin orta okullarının yeniden açılacak olmasının din görevlilerinin kalitesini arttıracağını belirten Başkan Görmez, şunları söyledi: “Şu anda mevcut haliyle yani sekiz yıllık kesintisiz eğitimde üç yıllık dört yıllık bir imam hatip müfredatıyla her hangi bir camimizin mihrabını bir gencimize teslim etmemiz mümkün değildir. Bu noktada ortaokulların yeniden açılacak olması bir kazanım olacaktır. Bizim zorlanacağımız Anadolu’nun geleneğinde tarih boyunca var olan hafızlık müessesesidir. Biz şimdi zaten hafızlık sistemini tamamen değiştiriyoruz. Bir sene içerisinde çocuk rahatlıkla hafız olabilir. Yani bir sene dediğim iki yaz bir kış oluyor. Çok rahatlıkla onu bitirir. Bu vesileyle hem temel eğitiminden mahrum kalmamış olur. Ama zaten ikinci kademeden sonra zannediyorum bir de açık öğretim imkânı verilecek.”

HAFIZLIK EĞİTİMİNE FORMÜL ARANIYOR
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, yeni eğitim sisteminin imam hatip okulları ve hafızlık müessessine yansımalarını değerlendirirken “Bizim zorlanacağımız Anadolu’nun geleneğinde tarih boyunca var olan hafızlık müessesesidir. Biz şimdi zaten hafızlık sistemini tamamen değiştiriyoruz. Bir sene içerisinde çocuk rahatlıkla hafız olabilir. Yani bir sene dediğim iki yaz bir kış oluyor” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, son günlerde gündemde tartışılan 4+4+4 eğitim sisteminden, Diyanet’in varlığına ilişkin tartışmalara kadar gündemdeki pek çok tartışmalı konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Meclis Millî Eğitim Komisyonunda geçtiğimiz günlerde kabul edilen 4+4+4 tartışmalarının din eğitimi üzerinden yürüyor olmasının kendisini üzdüğünü belirten Görmez, bu konuda ilkesel bir tavır içinde oldukları vurguladı. Görmez, “Yaygın din eğitimi müesseselerimizi asla örgün din eğitiminin alternatifi olarak görmüyoruz” dedi. Türkiye’de eğitim tartışmalarının her fırsatta din eğitimi üzerinden yapılır olmasını da değerlendiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu tartışmaların bir “hayrı” da beraberinde getirdiğine dikkat çekerek şöyle, konuştu:
“Yakın tarihimize baktığımızda ne zaman biz temel eğitim meselemizi konuşmaya başlarsak temel eğitimi bırakıyoruz, din eğitimini burada nereye koyacağız diye bir tartışma başlatılıyor. Cumhuriyetin başında bu tartışmayı çok yaptık. Medreseleri kapattık. İstanbul’daki büyük medreselerdeki öğrencilerin hepsini götürdük Darülfünun Fakültesine kaydettik. Sonra da Darülfünun Fakültesini kapattık ve kapatırken de tarihe şöyle bir not düştük. ‘Öğrenci bulunamadığı için kapandı.’ Aslında öyle değildi. Bu tartışmayı 60’da tekrarlamışız. 71’de 12 Mart muhtırasından sonra yaptığımız ilk iş, din eğitimini yeniden düzenlemek olmuş. İmam hatiplerin orta kısımları o zaman kapandı. 12 Eylül’de aynı tartışma. 28 Şubat’ta aynı tartışma. Şimdi de aynı tartışma. Biz bütün bu tartışmalardan ve yaşananlardan iki şey çıkardık. Çok zengin bir müktesebat kazandık. Bugün Rusya, oradaki Müslümanların din eğitimini nasıl vereceğini araştırmak için Türkiye’ye geliyor. Endonezya, Türkiye’deki din eğitimi modelini almak için heyetler üstüne heyetler gönderiyor. Pakistan çırpınıyor adeta. Gelin bizde okullar açın diyor.”
“KUR’ÂN ÖĞRENİMİ İNSANIN EN TABİÎ HAKKI”
Başkan Görmez, İslâm dünyasında fen ilimleri ile din ilimlerinin birlikte öğretildiği çok nadir okullar olduğunu ifade ederek, yeni eğitim modelinde seçmeli ve isteğe bağlı derslerin varlığının da büyük bir zenginlik olacağını kaydetti. Başkan Görmez, şu ifadeleri kullandı: “Millî Eğitim Bakanlığımız ne düşünür ben bilemem. Ben Diyanet İşleri Başkanı olarak çok rahatlıkla sürekli bu talepte bulunacağım. Ayrıca isteğe bağlı velisinin izniyle Kur’ân öğrenme, reşit ise kendisinin talebi ile. Bu, insanın en tabi hakkıdır. Din eğitiminde önemli olan şey evrensel insan haklarına riayettir. Ona riayet ettikten sonra bu hakları özgür bir şekilde kullanabilmeli diye düşünüyorum.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*