Hakkın Hatırı, AKP ve Yeni Asya

Yeni Asyanın hadiseler karşısında duruşu belli ve nettir.

Bunlar kısaca:

Risale-i Nurlara sebat ve sadakat…

Üstad Bediüzaman’ın meslek ve meşrebine sıkı sıkıya bağlılık…

Zalime ve zulme karşı ne olursa olsun dik durmak…

Hakkı, hukukun üstünlüğünü, adaleti ve tam demokrasiyi savunmak…

İçtimai ve siyasi sahada Demokratlara ve demokrat fikirlere destek vermek…

Bunlar teori değil.

İspat edilmiş birer hakikattir.

İşte en yakın örnek 28 Şubat.

En büyük sıkıntıyı Yeni Asya çekmiş.

Niçin?

Sırf hak, hukuk, adalet, demokrasi, din ve vicdan hürriyeti dediği için…

Bir diğer örnek 12 Eylül.

İhtilal anayasasına hayır dediği için 470 gün kapatılmış.

Ağır baskılara maruz kalmış.

1971 ve 1960 ihtilallerini hiç saymayalım.

Bu gün herkes lanetliyor o zamanlar yapılan zulümleri…

Sözü uzatmaya gerek yok.

Yeni Asya her zaman hakkın hatırını ali tutmuş.

Bu gün de aynı noktada durmaya devam ediyor.

Hadiseler karşısında sadece hak noktasında söz söylüyor.

Bazı kardeşlerin sözlerine farklı manalar yükleyerek tevil yapmaya gerek yok.

Hep söyledik, yine söylüyoruz:

Bu kavga hak kavgası değil…

Biz Fethullah Hocam taraftarı değiliz…

Biz AKP ve Erdoğan taraftarı da değiliz…

Biz hakkın taraftarıyız.

Ve;

Bu kavgadan da olabildiğince uzağız…

Kim ne yapıyorsa yapsın…

İşte meydan:

Bedduamı ediyorlar, müleane mi yapıyorlar, dershane mi kapatıyorlar, ona mı kızıyorlar, buna mı bağırıyorlar, hıyanetlikle mi suçluyorlar…

Ne yapıyorlarsa yapsınlar…

Biz bu kargaşanın içinde değiliz.

Zaten Kader hükmünü vermiş.

Bize düşen bu hükmün icra safhalarını seyretmek.

Zira:

“Görelim Mevla neyler,

Neylerse güzel eyler.”

Bu noktada kendi kardeşlerimize de bir kaç sözümüz olacak:

Ağabeyler!.. Kardeşler!…

Bizler yerimizde duralım…

Ne AKP cereyanı, ne de Hocamın cereyanı şimdiye dek bize hiç tenezzül etmemiş.

Bundan sonra da etmezler.

Sadece alet ederler.

Öyleyse;

Oraya buraya giderek fikir beyan etmek çok da faydalı değil.

Zira Sayın Erdoğan’ın da, Hocanın da tavsiyeye ihtiyacı yok.

Biz boşu boşuna kendimizi yormayım.

Bize düşen;

Kendi mesleğimizin muhabbeti ile uğraşmak;

Başka mesleklerin muhabbeti ile değil…

Gelin Üstadı dinleyelim.

Bakın ne diyor Üstad:

“Haksızlığı hak iddia edenlere karşı hak dâvâ etmek ve onlara müracaat etmek bir haksızlıktır, hakka karşı bir hürmetsizliktir. Ben bu haksızlığı ve hakka karşı hürmetsizliği irtikâp etmek istemem vesselâm.”

Şimdi bu cereyanlar bizim elimizdeki hakka hiç dönüp baktılar mı?

Bakmadılar…

Bakmazlar da…

Öyleyse?…

Benzer konuda makaleler:

3 Yorum

  1. Dogru ama biz hırsızların yanında olamayız? Ayrıca bu dershanelerde bir terörist çıkmadı.
    Bunlarıda tefekkür etmek lazım..
    HU

  2. ‘Şimdi bu cereyanlar bizim elimizdeki hakka hiç dönüp baktılar mı?’ Ama nasıl bakamadılar diyebilirsiniz ? Ben bu Nur kitaplarını o dershanelerin ordaki hocaların vesilelesiyle tanıdım. Sürekli ellerinde nurlar ve Hocaefendi kitapları dillerinde bir Bediuzzaman bir hocaefendi. Taraf tutmamak güzeldir ama kendi tarafındakini kırmak küskünlüğe sebep olur… Hayırlısı olsun, bakalım kaderin hükmü ne…

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*