Hasretin çarpar yüreğime

Hasretin çarpar yüreğime gizlice
Issız yollarından, yüce dağlarından
Bir selâm bekler mor ufuklarından
Yollara düşmüş Nur postacılarından
Yamaçta buluttan tüle sarılı mehtap

Ve sükûnetteki kabrinden Barla’nın
Ardıçlardaki gizli rayihalarda ararım
Yokuş başında kuşların nağmesinde
Bir ses akseder mi? Suların yüzüne
Çam Dağı’ndaki ceylanların gözüne
Bir lerze aşkla sallanır mı? Uluçınar
Geceleri kalp ritmindeki nefesten
«
Seni sorsam o mübarek yerlerde
Tepelice çamdan, karakavaktan
Selâm yollasam göçmen kuşlarla
Esen yelle, akan suyla konuşsam
Söylesem derdimi örtülü nikabına
Ruhum hüznünle gökten savrulsa
Toprağına kırkikindi yağmurlarıyla
Esmâ-i Hüsna çiçekleriyle dirilsem
Parmaklarında tefekküre yücelsem
Gökte kuşlar, dağlarda ceylanlarla
Nuruna yanıp pervaneye dönsem
Kaybolsam gül ayaklarının dibinde
Bir zerre hava, bir damla su olsam
«
İçimdeki alevin ateşi yürekte yanar
Serinletmez gözyaşından akan pınar
Gün batar, zaman geçer, aşk bitmez
Adanmışsa dâvâya, bir ömür yetmez
Ateşten gömlek içinde dondu zaman
Aşk rüzgârı göklerde duman duman
Savruldum sonbahar yapraklarıyla
Nesimine kapıldım iradem kalmadı
Saldım gönlümü gitsin kendi haline
Barla yamaçlarındaki Tac Mahal’ine
«
Yolunda perçinliyse tunçtan duvar
Anadan, yardan, serden geçerim
Vuslata ermekse muradı gönlümün
Kalbimde dağları aşan cesaret var
İmana az gelir topu, güllesi zulmün
Hak yolunda ölen yiğitler bahtiyar
«
Destandır Isparta kahramanları
Sen anlattın kitaptaki yazanları
Marifet, muhabbeti ve Vedud’u
Fehmi’ni idrakten aciz kaldı insan
Sen öğrettin imanı, ihlâsı, idraki
Çınarda, pınarda, dağda, kırda,
Seccade üstünde, soğuk gecede
Seherlere kadar hazin sesinle
Kırk senelik ömrünü hülâsa edip
İki kelime söyledin niyet ve nazar
Nurun enfüsi âlemlerde yansıdı
Bitmeyen aşkla derinden derine
Zamanın güzeline meftun oldum
Fani, kırılan camlar, şişeler yerine
Ebedi âlemin elmaslarını buldum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*