Hastalar Risâlesi ve Hollanda

Ailemin, akrabalarımın ve yakınlarımın büyük kısmının bulunduğu Van–Erciş ve Gürpınar’da ve havalisinde meydana gelen ve bir çok hikmetle ve derslerle dolu elim depremin ve aile yakınlarımızın bir kısmını kaybetmenin, ruhumda ve bedenimde açtığı elim izlerden ve yankılardan bir nebze uzak kalmak ve hizmetlerin içinde yoğrulurken dinlenmek ve bir manada da teselli bulmak için Hollanda’dan gelen dâveti bu manada kabul ederek “Dide giryan, sine biryan” 1 hakikatı içinde bir gece karanlığında yollara düştük ve kendimizi Hollanda’da ve Den Haag şehrinde (Lahey) bulduk.
Kendi hâl ve ahvâlimizi fazla yazmayanlardan ve detaylarına inmeyenlerdeniz. Çünkü zevat-ı kiramdan ve mazideki büyük hizmet kahramanlarından utanıyorum. Onların sonsuz cehd ve gayreti ve sarsılmaz iradeleri, yılmaz ifadeleri karşısında Hz. Mevlânâ-vârî “Ez Huda çuyem tevfik edep” 2 diyorum ve mecburum. Evet bazen eğri oturalım doğru konuşalım, fakat bu cihetle de haddimizi bilmeliyiz. Bir zerre nasıl “Ben güneşim” desin? Bir sinek nasıl “Ben kartalım” desin?

Teselli ve inşirah bulacağımı bazen kalben hissediyorum, kaldı ki bu his hayvanlarda da var. Elbette insanın hayvanları geçmesi lâzım. Fakat gafletten dolayı bîgane kalıyor ve uzak duruyoruz. İşte böyle bir halet-i ruhiyede, karşıma Rotterdam Üniversitesi’nin büyük gayretlerle Hollanda dilinde (Flemenkçe) bastırıp neşrettiği “Zegeningen Voor De Zieken”, yani Hz. Bediüzzaman’ın 25 devalı 25’inci Lem’a dediği “Hastalar Risâlesi” çıktı.

Büyük teselli buldum. Zaten Risâle-i Nur Külliyatı’nın yıllardan beri yabancı dillere çevrilmesini arzulayanlardanım, 7 milyarlık dünya ailesinin ne kadar muhtaç olduğunu, çoklarının bildiği ve hissettiği gibi bizler de biliyor ve görüyoruz. Önemli nokta, eserin aslındaki mânâ, muhteva ve hedefin aynı ölçüler içinde bir heyet tarafından hayata geçmesidir. Yoksa eline alanın gelişi güzel tercüme etmesi, ilim erbabınca tard edilir…
Avrupa’da aziz, fedakâr ve cevval kardeşim ilim erbabı ve gerçek araştırmacı Rektör Prof. Dr. Ahmed Akgündüz hocanın riyaset ve dirayetindeki bir “Medresetüzzehra” çekirdeği mânâsında Rotterdam İslâm Üniversitesi’nin büyük tetkik ve gayreti ile gerçek bir lisanla (Felemenkçe) beşere takdim edilen mezkûr Hastalar Risâlesi için aldığım müjdeli haberler yaralarıma merhem oldu.

Birincisi, arz etmeye çalıştığım sağlam lisanla ve bilen bir heyetle basılması. İkincisi ise ehl-i himmet ve feraset N. Çelenk Ağabeyin naklettiğine göre “Hatun Badu” ismindeki bir kanser hastası hanıma bu eser verilir. Kadın okur ve gönlünde, aklında ve vücudunda tahminlerin ötesinde bir canlılık ve bir inşirah husûle gelir. Kendi doktoruna gider, gayr-i müslim doktor “Seni çok değişik gördüm, nedir bu müthiş değişim?” der. Hanımefendi cebinden çıkardığı Hastalar Risâlesi’ni gösterir. Doktor bakar, okur. Ve der ki: “Bu eser harika, bunu herkese dağıtın.” Yine öğrendiğime göre gönüllü kuruluşların bazı kesimleri “Bu eserden bizlere biner tane (1000) tane veriniz” demişlerdir.

Bu diyarda her dakika hizmet var, yatmak uyumak yok. Güneş çok geç çıkıyor, fakat hizmetler imsakta başlıyor. Ayrı renk, ayrı ahenk ve ayrı makam… Fakat bütün hedefler insanlığın kurtuluşu ve tevhid hakikatının gönüllerde ma’kes bulmasıdır. Elbette gaflet, vurdumduymazlık ve en acısı ülfet, önümüzdeki tehlikelerden biridir. Bunları aşarsak fani âlemimizde bekanın seyrini yakalayabiliriz.

Ayağımızın tozu ile de Den Haag şehrinde (Lahey) Bediüzzaman Külliyesi’nde “Hz. Bediüzzaman ve Deprem” seminerini verdik. Diğer mevki ve makamlarda da seri çalışmalarımız devam edecektir. Sizlerden bir ricam var. Bu hizmetleri idame eden Rotterdam Üniversitesi için, özellikle Ocak ayı içinde çok ama çok duâ ediniz. Bizler fani, fakat hizmet bakî kalacaktır.

Dipnotlar:
1- Lem’alar, 4’üncü Rica, B. S. Nursî.
2- “Hüdadan tevfik ve edep istiyorum” (Hz. Mevlânâ, Divan-ı Kebir.)

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Rabbim sabır ihsan etsin. İnsanın sevdiklerini kaybetmesi zor bir imtihan…

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*