Hayata Risale-i Nur penceresinden bakmak

“Hayatta en çok istediğimiz şeyler, onları istemeyi bıraktığımız anda gerçekleşir. Bu, hayatın ‘Sen bakarken üstümü değiştiremiyorum’ deme şeklidir…” Böyle demişti esbabperest maddiyyunlar. Fakat hakikatte böyle midir vaziyetimiz? Bu dünyaya Hâlıkını tanımak, O’na iman edip, ibadet etmek için gönderilen insanın hareketleri böyle basit lâflarla formülize edilebilir mi?

Böyle bir felsefi görüş taşıyan sözleri, hayatın hayatı olan, nimeti nimet yapan Risale-i Nur’un bize kazandırdığı iman nazarıyla değerlendirmeliyiz. Zira, tahkiki iman kuvvetine dayanan Nur Talebeleri, bu bakış açısı ile herşeyde Rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüyorlar.

Başta bahsi geçen lâfzımızı şöyle düzeltsek daha iyi olur sanırım. “Hayatta en çok istediğimiz şeyler onları istemeyi bıraktığımız anda gerçekleşir. Bu, Cenâb-ı Hakk’ın, bir nevî, ‘Kulum, istediğin olunca gurura sapıp, Benden gaflet edip, enaniyete kapılıp dalâlet girdaplarına kapılma. Duâdaki maksadın Benim rızamı kazanmak olduğunu ve ubudiyetin emr-i İlâhiye baktığını ve meyvelerinin ahirette verileceğini unutma. Sen isteklerini duâlarınla ilet, hakikî maksat yaptığın için seni bu şekilde şefkatimle tokatlıyorum. Eğer isteklerin husûsunda ve hayattaki beklentilerinde tam tatmin olmak istiyorsan, bu kavramların manalarını anlamaya çalış. Hayatı hayatlandıran ve ışıklandıran ve hayatın ruhu olan “iman-ı tahkikî” nimetini kazanıp, muhafaza etme yolunda azimle git. Ancak o zaman hakikî saadete kavuşabilirsin(ilaahir)…’ deme biçimidir.”

Bu gibi manalar, Risale-i Nur’un her tarafında bulunmaktadır. Bu tarz bakış açılarıyla Risale-i Nur; az önce belki milyondan birini zikrettiğimiz, bizi boğan sıkıntılara karşı akla, fikre, mantığa uygun ve kalbi, ruhu, vicdanı tenvir eden Kur’ânî ve imanî delillerle bizi ”büyük” sandığımız dertlerimizden kurtarıp, kalbimizi selâmete, aklımızı istikamete erdirip; ruh ve vicdanımızı rahata kavuşturmaktadır.

Abdullah Alptekin

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*