Her yerde Risale-i Nur!

Her darbenin en büyük mağdurlarından birisi Risale-i Nur ve Nur cemaati oluyor maalesef.
Darbelerden en büyük zararı Nurcular ve dolayısıyla millet görüyor. Yeni Asya Cemaati olarak onun için darbelere bu kadar karşı duruyor, tepki gösteriyoruz.

15 Temmuz darbe teşebbüsünden de yine Risale-i Nur ve Nur cemaati zarar gördü. Bazı fırsatçılar, bulanık sularda balık avlamak isteyenler ve Bediüzzaman ve Risale-i Nur isimlerine tahammül edemeyenler, bir takım iftira ve ithamlarla yine sahneye çıktılar. Bir cemaatin bir takım hatalarını bahane ederek, bütün cemaatleri töhmet altında bırakmak istiyorlar. Risale-i Nur gibi aklın nuru, vicdanın ziyası olan eserleri, zararlı, yıkıcı, bölücü hatta terörün kaynağı gibi göstererek, milletin vicdanı üzerinde korku meydana getirmeye çalışıyorlar. Nitekim, bundan da kısmen başarılı oldular. Risale-i Nur’a örümcek ağı gibi zayıf bir bağla bağlı bulunanlar, en ufak bir korku algısından, derslere gelmemeye başladılar. Bazıları, “Ben de zarar görürüm” endişeyle, kırk yıldır okuduğu gazeteyi bıraktı. Daha acı olanı da, aralarında Risale-i Nur’ların da bulunduğu dinî kitaplar, kimsesiz çocuklar gibi sokaklara bırakıldı, çöplere atıldı.

Bu korkunun izlerini Tüyap Kitap Fuarında da gördük. Başka zamanlarda “Biz de Bediüzzaman’a ve sahip çıkıyoruz, biz de Risale-i Nur okuyoruz” diyerek stantlarının en önüne Risale-i Nur’u yerleştiren bir çok yayınevi, bu sene bu eserlere ya hiç yer vermediler, ya da standın arkalarında, görünmezler yerlerde tuttular.

Bu korku perdesinin yırtılması, milletin bu korkudan kurtulması gerekiyordu. Birileri, Risal-i Nur’un parlak, şeffaf ve şefkatli yüzünü herkese göstermeliydi. Her zaman olduğu gibi, bu zamanda da bu hizmeti yapacak olanlar, yine Yeni Asyacılardan başkası değildi. Yeni Asya Gazetesi ve cemaati, Risale-i Nur’un hiçbir gerekçe ile yasaklanamayacağını, herkesin serbestçe Risale-i Nurları basıp, neşretmek, okumak ve okutmak hakkına sahip olduğunu haykırmaya devam ediyordu.

Gazetemiz her gün manşetiyle, sürmanşetiyle, ve başta, Başyazarı Bediüzzaman olmak üzere diğer yazar ve çizerleriyle, bu algıyı kırmak için yayınlarına devam ederken, fedakâr okuyucuları da boş durmuyorlardı. Çorum ve Kütahya caddeleri, “Dünya bu eserleri okuyor, ya siz?”şeklinde Risale-i Nur afişleri ile donatıldı. Diğer iller de, aynı kampanyaya katılarak, bu eserlere olan ihtiyacı yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Bu kampanyanın dalga dalga devam ederek yurt sathına yayılmasını bekliyoruz.

İnsanlığın bu fikirlere ihtiyacı vardır. Dünyanın sulh ve selamete ulaşmasının tek çaresi, Risale-i Nur’daki hakikatleri kabul edip, ona göre yaşamaktan geçmektedir

Risale-i Nur; imanın, hürriyetin, demokrasinin, ittifakın, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin çimentosudur. Devletimiz baştanberi bunu idrak etseydi, bu memlekette ne darbeler yaşanır, ne de anarşi ve terör meydana gelirdi.

Yaşadığımız musîbetler birer nasihat olsun ve bundan sonra Risale-i Nur’dan daha fazla istifade edelim. Onun için “Her yerde Risale-i Nur, her yere Risale Nur” parolası ile bu yeni kampanyaya cemaatimizin sahip çıkmasını ve vatan sathının Risale-i Nur afişleri ile donatılmasını bekliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*