Herşeyle imtihan edildiğimizin farkında mıyız?

Siyaset, siyasetçi dahil her zaman, herkesle ve herşeyle imtihan edildiğimizi haber veren onlarca âyetten birkaçının meali şöyle:

“Biz kullarımızı her zaman imtihan ederiz.” (Mü’minûn Sûresi, 30.) “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebût Sûresi, 2-3.)

Bu âyetler ışığında Bediüzzaman imtihan ile ilgili şu değerlendirmeyi yapar: “Bu dünya imtihan ve tecrübe meydanı, teklif ve çalışma yeridir. İmtihan ve teklifin gereği, hakikatler perdeli kalıp tâ müsâbaka ile ve mücâhede ile Ebûbekirler en yüksek mertebeye çıksınlar ve Ebûcehiller esfel-i sâfiline girsinler.” (Sözler, s. 179.)

Evet, başta iman, ibadet, tefekkür edip-etmeme, Kur’ân ahlâkına uyup-uymama ile imtihan edilmekteyiz.

Allah sevgisiyle mi hareket edeceğiz, yoksa siyasetin en tehlikeli damarlarıyla mı hareket edip-etmemekle imtihandayız. Anne-babamız, çocuklarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, Müslümanlar ve bütün insanlık ile imtihandayız. Mal, zenginlik-fakirlik, sağlık-hastalık vs ile imtihandayız.

“Dinimizi, dünyamız için mi; yoksa dünyamızı dinimiz için mi seviyoruz?” sorusuyla da imtihandayız.

Siyasetle de imtihan edilmekteyiz. Siyasete “rızay-ı İlâhî” için mi, “rızay-ı nefis, rızay-ı siyasetçi” için mi giriyor veya ilgileniyor?

Emaneti, (işleri, siyasî vazifeleri) kendimize, akrabalarımıza, partidaşlarımıza mı dağıtacağız; yoksa ehline mi vereceğiz? Enaniyet ve dünyanın cazibedar şeyleri (kadın, vs.) ile de imtihan edilmekteyiz.

Hak ve hürriyetlere mi sahip çıkacağız, haklıdan yana mı olacağız, yoksa diktatörden, haksızdan yana mı olacağız? Hayatımızın her safhasında ve bilhassa siyasetin içinde olanlar şu sözleri levhalaştırıp her zaman görebilecekleri bir yere asmalıdırlar:

“Her kim zerre kadar hayır işlemişse karşılığını görecektir. Her kim, zerre kadar şer / kötülük işlemişse karşılığını görecektir.” (Zilzal Sûresi, 7-8.)

“Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan (imtihan yeri) dünyaya gönderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelâllerine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerîmlerine kavuşacaklar…”

(Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 222.)

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. el Aman.. El Aman..

    yazmayacak Ahir zaman,

    işte son demdesiniz.

    diye bulutlarda.

    hadiseler konuşacak,
    olaylar konuşacak,
    Zulümler konuşacak anlayana..

    ta ki kim Ebu Bekir, kim ebu cehil açığa çıka..

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*