Hey ağalar, savaş nedir bilir misiniz?

Durup dururken savaşa taraf çıkanları Siz de takip ediyor musunuz? Belki de savaşı küçümseyenleri…

Bazıları bu tip insanlara maceraperest diyorlar. Bir kısmı da onları rant düşkünü ihaleci olarak niteliyor. Bu savaş düşkünlerini ben, ikinci  nitelemeye alıyorum.

On altı sene önce imzaladıkları ihaleye bağlı kalmanın savaşını verirlerken bu devletten habersiz devletçiler, at gözlüklerinden de kurtulacak değiller  ya!  Suriye meselesinin ilk günlerinde, tetikçi akademisyen danışman, burada savaş çıkarmaktan bahsetmişti. Bu gün ise patronları işi kolaylaştırıyor. Savaşı ayaklarına getiriyor.

Bunlar maceraperest de sayılmazlar. Maceracıların da belli bir izzeti olur. Bunlar Batılı patronların emrinde çalışan ihalecilere daha yakın duruyorlar. Müslüman geçinerek, mübarek miraç gecesinde Müslümanların vahşice öldürülmelerinde önemli rol oynuyorlar.

Bu sonradan görme rant düşkünlerinin Emevî Cami’nde namaz kılma diye bir dertleri yok. Suriye’nin parçalanması uğruna bir değil on tane Şam’ı da feda ederler.

İsrail düşmanlığı tiyatrosunda, Suriye saldırısında İsrail uçaklarının da Amerika, İngiltere ve Fransa´ya eşlik ettiklerini bile bile bombardımanı alkışlamalarını, AKP‘liler hüzün içinde seyrediyorlar.

Menfaat düşkünü, faydacı ve küçük  hesapçı bu kadroların ilimden anlamadıkları ortada. Tarih de okumamışlar. Okusalardı, dünya savaşlarını çıkaran kıvılcımları tanırlardı. Bir top güllesiyle ilk dünya harbi… Ve sonra dünya haritasından silinen Hiroşima ve Nagazaki… Dünyanın nükleer depolarla doldurulduğu dehşetli bir ortamda, savaş ile alay ediyor Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer kurmayları.

Yazıklar olsun şu AKP´lilere… Savaşın alevleri yükselirse, önce onların Türk Milletine caka sattıkları görkemli mintanları tutuşacak… Sonra da taptıkları makam, saray ve servetleriyle kendilerini o ateşin ortasında bulacaklar. O zaman savaşın anlamını idrak edecekler. Fakat çok geç.

İktidarın borazanı yalakacı medya… Selanikli dönmeler gibi arşivlerini bir gün yakmaya kalkışacaklardır. Veya Sabetaistler gibi el değiştirir  ve kurtulurlar. Tarihin, onların celladına aşık üsluplu manşetlerinden ötürü, suratlarına tüküreceğinden eminiz. Utanmadan, Amerika’nın, Fransa ve İngiltere’nin bir buçuk tonluk füzelerinin reklamını yapıyor, gazete müsveddeleri. Sonra da, her gün kahrolsun! diye slogan attıkları düşmanın Şam´ı nasıl vurduklarının videosunu yayınlıyorlar. Bir de bakıyorsunuz timsah gözyaşları dökülüyor, İslamcı geçinen çanakçıların suratlarından aşağıya.

Suriye´yi laboratuvar ve masum insanları da kobay olarak kullanan vahşilere alkış tutan eller bir gün kuruyacak. Konuşan diller de tutulacak. Belki de bu köle ruhlular, yerli silahlarla düşmanın laboratuvarındaki deneylere iştirak da ediyorlardır. Çünkü bu cahil insanlar, savaşın anlamını bilmiyorlar ve sorumsuz serseri bir kıvılcımın yok ettiği diyarlardan da haberleri yok.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*