Hırsızlar camilere dadandı

BURSA’DA tarihî cami ve türbelerdeki eşyalarla hat yazıları çalınmaya devam ediyor.

Ulucami’deki restorasyon sırasında 9 ay önce şadırvan bölgesinden çalınan 2 kıymetli hattın bulunmasına çalışırken, önceki gün Kayhan Camii’nin yeniden yapılışını anlatan Osmanlıca 140 yıllık kitabenin de çalınması eski eserleri sevenleri üzdü.

Bursa’da paha biçilemeyen Orhan Gazi’nin Türbesinin gümüş kakmalı özel örtüsü, Muradiye Külliyesi’ndeki Şehzade Mustafa Türbesi’nden sökülen 5 asırlık İznik çinileri ve Ulucami’den çalınan hat levhalarına Kayhan Camii’nden götürülen 140 yıllık hat kitabe de eklendi. Tarihî cami ve türbelerdeki kıymetli vakıf eserlerinin korunamaması, Bursa’da vakıf eserleri müzesi açılmasını yeniden gündeme getirdi.

Kayhan’daki tarihî camide 140 yıldır asılı duran hicri 1280 tarihli, Bursalı meşhur Hattat Eşrefzade Ali Sırrı Efendi ketebeli (imzalı) celi talik tarzındaki kitabede, Osmanlıca şu ifadeler yer alıyordu: “Kayhan Camii yanmış idi bundan evvel. Arsası kalmış idi hali hayli zaman. Etti inşasına bir abd-i Halil’i sebep. Lütfuna mazhar edip, Hazreti Rabbi Mennan, Sarf-ı himmet ederek, böyle eserle etti namın ibka bu güzergâhta beynel akran. Ömrün efsun kılup, himmet-i sa’yin meşkur eylesün, böylece nice hayra muvaffak Yezdan. “Bil badahü” dedi bugüne Beha tarihin. Yaptı bu mescidi heman Halilürrahman. Karahisar ehalisi eşrafından olup, asakiri şahane kol ağalarından mütekaid rif’atlü el-hac Halil Efendinin müceddeden ihyasına muvaffak oldukları Kayhan Cami-i şerifine Baba Efendizade Reşadetli el-hac Bahauddin Efendinin teberrüken söyledikleri tarihtir. Ketebehü el-fakir Eşrefzade Esseyyid Ali Sırrı Gufire lehuma. Sene hicri 1280. Bugünkü camiyi yaptıran Halil, manzumenin şairi Behaüddin (Muhyiddin babanın babasıdır). Hattat Ali Sırrıdır.”

Osmanlı devrinde İncirli Dergâhı meşayıhından olan ve birçok camide hatları olan İznikli Eşrafzade Ali Sırrı Efendinin Bursa’da yaşayan torunlarından Safiyüddin Erhan, celi talik kitabeyi Kayhan Camii’ne her gittiğinde dedesinin hatırası olarak tekrar tekrar okuduğunu söyledi. Safiyüddin Erhan, Kayhan Camii’nin yeniden inşası ile milâdî 1875 yılında yazılan bu hat kitabenin caminin tarihini anlattığına dikkat çekerek, “Bu kitabe sadece Kayhan Camii’nin içinde bir anlam ifade edebilir. Çalan hırsız, altında Türkçe açıklamasını okusaydı, bu hattın başka bir yerde kıymet ifade etmeyeceğini anlardı. İnşallah bunun farkına varılır da kitabe lâyık olduğu yere geri döner” diye konuştu.

Diğer taraftan Bursa’da vakıflara ait birçok cami ve türbeden toplanan 200 civarında tarihî eserin müze için tamir edilmelerine rağmen depoda saklandığı öğrenildi. İlk olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün müze için Emirsultan Hamamı’nı restore ettirmesine rağmen, hamamdaki oda kapılarının dar olması ve binanın fizikî yetersizliği sebebiyle müze için başka alternatiflerin değerlendirildiği öğrenildi.

Bursa’daki eski eserleri sevenlerse, en fazla tarihi esere sahip olan Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kendisi için 3 yıldır bir müze yeri bulamamasının bu işe yeterli ilginin gösterilmemesinden kaynaklandığına inanıyor. Ulucami’nin restorasyonunda kaybolan “Ve hüve ala külli şeyin kadir” yazısının bir asırdan daha eski bir hat olduğu biliniyor. Bu hatların bulunması için İnterpol’e bilgi verilmemesi ise kıymetli eserlerin bulunması hususunda yeterli hassasiyetin gösterilmediğini akla getiriyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*