Hizmet yolunda ailece

Avrupa’da her yıl yapılagelen aile programlarından biri daha bugün başladı.

Pazar gününe kadar sürecek olan programda yazarımız İslâm Yaşar ve muhterem hanımı ile Ömer Önbaş Hocamız da Türkiye’den dâvetlilerimiz olarak dersler ve sunumlar yapacaklardır.

Gözümüzü açan, gönlümüzü ferahlatan, yolumuzu aydınlatan Kur’ânî ve imanî eserlerin rehberliğinde hizmet yolunda yol alırken, asla ihmal etme hakkına sahip olmadığımız çok ciddî bir mesele vardır:

Hedefe yalnızca mı kilitlenmişiz, yoksa aile efradımızı da yanımıza alabilmiş miyiz?

Böyle bir tedbirde ve beraberce yol alma keyfiyetinde hemen Hazret-i Lût’un hanımı veya Hazret-i Nuh’un oğlu akla gelebilir.

Bu hususta “vazifeyi yapıp, vazife-yi Îlâhîyeye karışmamak” elbette ki esastır.

Lâkin, vazifemizi hakikaten yapıyor muyuz?

Asıl sorgulanması gereken işte budur!

Bir hane reisinin; evini, hanımını ve çocuklarını kendi hallerinde başbaşa bırakıp hizmet yolunda yalnızca yol almasının kabul edilebilir bir tarafı olmasa gerek.

Hizmet yolunda, hizmet cereyanına kapılarak “ağabey” olmuştur, “abla” olmuştur. Acaba hanımı ne halde kalmıştır ve evlâtları nasıl olmuştur?

Mârifet ve ilim ile mücehhez olup uçarak, aile efradını yaya yolda bırakmak mârifet değildir.

Bu hakikatın Nurdan izahları da göz kamaştırıyor, aklı ve kalbi nurlandırıyor.

Bir misal olarak ‘Yirmi Yedinci Söz’den:

“İnsan-ı kâmil odur ki, bütün letâifi, kendilerine mahsus ayrı ayrı tarîk-ı ubûdiyette, hakikat cânibine sevk etmek ile, Sahabe gibi geniş bir dairede zengin bir sûrette; kalp bir kumandn gibi letâif askerleriyle kahramânane maksada yürüsün. Yoksa kalp, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek, medâr-ı iftihar değil, belki netice-i ıztırârdır.”

Alınız bu mânayı aile için tatbik ediniz.

YÜRÜYÜŞÜMÜZ

Türlü türlü yürüyüşleri ve yürüyüş modelleri vardır dünyamızda..

Fâni ve sonuçsuz olanından tutun, sonsuza kanat açanına kadar..

Lillah için olanından tutun, siyasî ve dünyevî maksatlı olanlarına kadar!..

Boş zamanlarda, sağlık ve spor adına yapılan yürüyüşleri de buna dahil edebilirsiniz..

Hele ki Avrupa’da böylesi yürüyüşlerin ayrı bir estetiği ve terk edilmezliği vardır. Yeşillikler arasında, dere kenarlarında, belediyelerce tahsis edilen yollarda yalnızca, ailece veya gruplar halinde yapılan dengeli ve aynı tempolu yürüyüşler.

Ha bir de ‘yürüyüşünü terk etti, ama başkasının yürüyüşünü de öğrenemedi’ sözüne maruz kalanlar da var ki, uzak dursunlar bizden..

Bizimkisi; kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi bize öğreten dersler ışığında yapılan yürüyüşler..

Yani “hizmet” yürüyüşleri..

Aynı tempoda, aynı kararlılıkta, ölçülü ve dengeli yürüyüşler..

Bir sistem içinde, meşveretlerle, daima gelişerek, geliştirilerek..

Hele bir de “aile boyu” olursa, tek kelimeyle “mükemmel” oluyor..

Ailece, aile efradıyla birlikte yürümek..

Hizmet ve ders ortamlarında beraber bulunmak..

Avusturya’da hizmetlerimiz böyle başladı, böylece gelişerek devam ediyor…

Her yıl icra edilen aile programları ise, sadece Avusturya’nın değil, Güney Avrupa Hizmet bölgemizin organizesiyle Avrupa’ya açılarak devam ediyor.

Bu yıl da yine mekân olarak Avusturya tercih edildi.

İki günlük dinî tatilden de faydalanılarak 10 Mayıs Perşembe günü Alpler arasında, yeşillikler ortasında, bol oksijenli bir mekânda başlatılan program Mayıs 13’ü [2018] Pazar günü sona erecek..

Bu vesileyle eğitimci misafirlerimizi, program hazırlayıcılarını, 7’den 70’e bütün katılımcıları ve minik yavrularımızı tebrik edip, daha nice böyle programlarda buluşmayı temenni ve arzu ederken, 16 Mayıs Çarşamba günü başlayacak olan Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ederiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*