Hizmete odaklanalım

Bizler Nur’un talebeleri olarak, okuyup istifade ettiğimiz ve imanımızı kuvvetlendirdiğimiz Risale-i Nur eserlerinin hadimleri ve naşirleriyiz. Üstadımızın ifadesiyle; “Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin” dediği ve iman hizmetini her şeyden üstün tutan kimseleriz.

Bizler bu dehşetli imansızlık belasına karşı; “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum” diye feryat eden Üstadımızın mirasçılarıyız. İman ve Kur’ân hizmetini miras aldık. Elbette hayatın her sahasına bakan hizmetleri de Üstadımızın tespit ettiği düsturlara göre yeri ve zamanına göre yapacaklar olacaktır.

Bizler, bir insanın azaları ve bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Her birimiz kendi istidatları ile umumi maksada hizmet eden şahıslarız. Biz birbirimizin rakibi değil, yardımcısıyız. Biz birbirimizi kıskanmayız, aksine takdim şerefini kardeşimize bırakırız. Bizi tanımak isteyen, bu özelliklere dikkat etse bize ulaşabilir.

Bizler, “İşte, eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl…” diyen Üstadımıza kulak veren ve gösterdiği “İhlas ve Uhuvvet” hedeflerine koşanlardanız. Biz bir güzel şeyin yapılmasını isteyen, ama kimin yaptığı ile meşgul olmayanlardanız. Hatta ”Ben yaparım, benden başkası yapamaz” diyenlerden kilometrelerce kaçanlardanız.

Bizler takvayı esas alan ve sünnet-i seniyyeye harfiyen uymaya çalışan muttakî Müslümanlar olarak yaşamaya çalışanlardanız. Dedikodu, gıybet gibi kötü hallerden uzak durmaya gayret eden ve her ehl-i imanı kendinden üstün görenlerdeniz.

Bizler bir büyük davayı omuzlayıp, bütün gönül verenlerini kucaklayan ve kardeşliği makamlara tercih edenlerdeniz. Zübeyir Ağabeyimiz gibi; ”Risale-i Nur’un bir parçasını İstanbul’un bir semtinden diğer bir semtine götürmeyi milletvekilliğine tercih ederim” diyenlerdeniz.

O halde hizmetimizin gerektirdiği ve bizden beklediği her şeyi planlı bir paylaşımla yerine getirmeliyiz. Risale-i Nur’u her gün düzenli şekilde okuyarak, gazete ve neşriyatımıza sahip çıkarak bir umumi gayret ve şevke medar olmalıyız. Etrafımızda Risale-i Nurları tanımayan, okumayan kalmayıncaya kadar ihlaslı bir heyecanla koşmalıyız.

Allah bizlere rızasına uygun hareket etmeyi ve ehl-i imanın birlik beraberliğine gayret etmeyi nasip etsin. Derdimiz hizmet ve akıbetimiz hayrolsun inşallah. Âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*