Hükümet gündem değiştiriyor

Doğu veya Batı

altAKP hükümetinin cephe açma maharetini, nihayet Avrupa’daki Türkler de anlayacak. Hem de zamanla kazandıkları bazı haklarını kaybederek ve huzurları bozularak… Otuz-kırk senedir büyük gayretler göstererek sağlamaya çalıştıkları ”entegrasyonda” başa dönme pahasına da olsa…

Milli izzetimiz rencide olmuş, bakanlarımıza yapılan çirkin muamele ile onurumuz kırılmış AB’ye aday iken halkımızın bir kısmının nazarında hasım haline getirilmiş hal-i pürmelâlimizle… Bunca mücadelenin, patırtı gürültünün ve diplomasi dilini çok aşan söz dalaşının referandum için olmadığını biliyoruz. Hükümetin bu hadise ile neyi devşirmek istediğini bir başka yazıya bırakalım. Yalnızca, Güney cephesindeki diplomatik mağlubiyetimizin şu diplomatik kritik süreçte halkımızın nazarından kaçırıldığının farkına sonradan varacağız.

Amerika inşasına yardımcı olduğu IŞİD belasından kurtulmak için yaptığı mıntıka temizliğinden başkalarının haberdar olmasını istemiyor. Musul’da olduğu gibi Rakka meselesinde de uzun bir hazırlık safhasına girişti… Sayıları yüz binlerle ifade edilen El-Bağdadi’nin ordusu buharlaşıp tarihe karışırken, yeni tahliye yolları açılacağından, Rusya ile anlaşmak durumunda kaldı. Münbiç ile alakalı Türkiye’ye verdiği sözlerin tutulmamasını da halktan gizlemek gerekiyordu. Bu arada, yakınlaşmada bazı diplomatik sınırları aştığımız Rusya’nın, YPG meselesindeki ihanetinin de gündeme gelmemesi gerekiyordu. Daha doğrusu, Suriye Cephesindeki olumsuzlukların referandum sürecinde milletin nazarından kaçırılmasında, Cumhurbaşkanımızın yüz ölçümünden dolayı küçümsediği Hollanda rolünü güzelce oynamıştır. Hollanda’nın bu hadiselerde bilhassa AB meselesinde İngiltere’ye bakan bir yüzü var ki, ileriki zamanlarda birlikte görüceğiz.

SURİYE İLE DOĞRUDAN GÖRÜŞME

Bizce meselenin en zor cihetiydi. Batıda olsaydı; bunca düşmanlık söylenmiş söz ve karşılıklı tahriplerden dolayı; en az 2-3- hükümet değişmek zorunda kalacaktı. Eski ve yeni AKP kadrolarının parçalamaya ahdettiği Suriye’yi hala Beşşar ve Türkiye’yi de AKP hükümeti idare ediyorlar. Bu ise maalesef Müslümanların hala demokrasiyi öğrenemediklerini gösteriyor. Hollanda’nın bir vilayetimiz kadar ve İsrail’in ondan da az yüz ölçümlerinden ziyade idarecilerimiz, demokrasileri ile ilgilenselerdi bu zilleti yaşamazdık. Suriye açısından mesele gayet açık Beşşar dünyanın süper güçleri ile savaştığını ve savaşı Rusya’nın desteği ile kazandığını söyleyecek. Fakat bizim; ne heba ettiğimiz altı sene ne kaybettiğimiz bunca varlık ve imkânlar ve ne de dökülmekte olan demokrasimiz hakkında söyleyebileceğimiz bir şey var mı? Hükümetin Suriye ile direk görüşmesi elbette bölge için hayırlı olacaktır. Fakat Türkiye’nin AB ile tahrip olan münasebetlerinin tamiri zaman alacaktır.

İRAN SAHADAN UZAK TUTULACAK

Türkiye bu günlerde İran’ı hiç duymuyor. Bunun Beşşar’ın da işine geldiğini söylememiz lazım. İdaresinde laikliği öne çıkaran Suriye’nin, günümüz İran’ı ile baş edemeyeceğini Suriye idaresi bildiğinden, Amerika’ya fazla ses çıkaramıyor. İran’ın buradaki bütün serzenişleri elbette ki AKP‘li Türkiye’yedir. AKP’li Türkiye ise hem İran dostluğundan mahrum kaldı ve hem de İhvan’ı bir daha bulamayacak şekilde kaybetti. Denilebilir ki Neoconlar Orta Doğu’da yeni bir ihtilal başlatmazlarsa, süreç baba Bush’un fitneyi henüz başlatmadığı noktaya doru ilerleyecek. Fakat bu kez; bölge idarecilerini demokrasisiz kabul edemeyecekler. Buna ne idare edilen halklar ve nede dış faktörler artık müsaade etmezler kanaatindeyiz.

Yukarda arz ettiğimiz üzere hükümetin Batı Cephesi veya manevrası ile Güney Cephesindeki zincirleme kayıplar, medya aracılığı ile halktan kaçırılmışa benziyor. Önümüzdeki zamanların bu hususu daha da netleştireceğini birlikte görüceğiz.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*