Vefatının 26. yılı münasebetiyle… Bediüzzaman’ın sadık ve muhlis bir talebesi: Hulusi Yahyagil

Bediüzzaman Hazretlerinin Hulusi Bey’e yakın alâkadarlığı nedendir?

Hulusi Bey, Bediüzzaman ile muvazzaf asker iken Barla’da tanışır. 1929 yılında Bediüzzaman’ı ziyarete giderek onunla mülâki olur.

Barla’da Bediüzzaman’la yüz yüze gelmeden önce yolda içinde bir takım endişeler peyda olur.

“Günahkâr halimle bu şeyh efendiyi ziyaretimde acaba beni kabul eder mi?” diye düşünür.

Üstadın huzuruna varıp da ilk muhatap olduğunda ise, Üstad onu kolundan tutarak “Ben şeyh değilim, hocayım…” der.

Bu hâl ve vaziyet karşısında Hulusi Bey’in ruhu sarsılır bir an; hissiyâtını dile getirirken şunları söyler:

“Evet, İslâmiyet gibi bir âlî tarikatım, acz ve fakrı Allah’a karşı bilmek gibi bir meşrebim, Seyyidü’l-Mürselîn gibi bir rehberim, Kur’ân-ı Azîmüşşan gibi bir mürşidim, bir dakikada mertebe-i velâyete erişmek gibi ulvî bir netice almak mümkün olan askerlik gibi bir mesleğim var.

Üstadım bana ve dinleyen her zevi’l-ukule, ‘Tarikat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır. Beş vakit namazını hakkıyla edâ et; namazın nihayetindeki tesbihleri yap; ittibâ-ı sünnet et; yedi kebâiri işleme’ dersini vermiştir. Ben gerek bu derse, gerek Risaletü’n-Nur’la verilen derslere, Kur’ân’dan istinbat buyurarak gösterdiği hakikatlere karşı Allah’ın tevfikiyle can ü dilden belî dedim.” (Barla Lâhikası, s. 25)

Büyük bir ihlâs ve sadakat üzere Hz. Üstada talebe olup, kudsî Nur Hizmeti içinde yer almış olan Hulusi Ağabey 26 Temmuz 1986 tarihinde vefat etmiştir.

Hz. Üstadın hayatına ve eserlerine bakıldığında, Hulusi Bey’e yakın alâkadarlık gösterdiği görülmekte ve bilinmektedir. Bu alâkadarlık, hiç şüphesiz iman ve Kur’ân hizmeti cihetiyledir.

Bediüzzaman’ın bu iltifatına mazhar olmasına sebep olan hususiyetlerini, kudsî Nur hizmeti içinde bizlere ölçü ve rehber olur düşüncesiyle kısaca arz ediyorum:

* “Sözler’in ve ekser Mektubat’ın yazılmasına onun gayreti ve ciddiyeti en mühim sebep olması.”

* “Bu iki zat [Sabriyle beraber] bilmiyorlardı ki, bir vakit şu fıkralar neşredilecek. Bilmedikleri için, gayet samimî, tasannusuz, hâlisâne ve derece-i zevklerini ve o hakaike karşı şevklerini ifade etmek için, hususî bir surette yazmışlar.”

* “Hizmet-i Kur’ân’da arkadaşlarım içinde talebelik ve kardeşlik ve arkadaşlığın üç hassası var ki, bu iki zat üçünde de birinciliği kazanmışlar.”

* “Bütün makasıd-ı hayatiye içinde en büyük, en mühim maksatları, o nurlu Sözler vasıtasıyla Kur’ân’a hizmet biliyorlar.”

* “Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim ve eczahane-i mukaddese-i Kur’âniyeden aldığım ilâçları, onlar da kendi yaralarını hissedip o ilâçları merhem suretinde tecrübe ediyorlar.” (Barla Lâhikası, s. 20)

Hulusi Ağabeye vefatının 26. yılı münasebetiyle rahmetler diliyor, Cenâb-ı Hak’tan onlar gibi hizmet-i Kur’ân’a ihlâs ve sadakatle bağlanmayı ve onların şefaatlerine mazhar olmamızı niyaz ediyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*