Hürriyet Herkese Lazım

Son günlerde en çok gündemi meşgul eden konu Başörtüsü veya türbandır. Eğer başındaki örtüyü köyde kasabada tarlada bahçede takıyorsan adı başörtü, ama bunu Üniversitede, devlet dairesinde takıyorsan adı türban oluyor.

Bazılarına göre siyasal simge, hâlbuki derinlemesine bir düşünseler başörtüsü ve türbanın birbirinden farkı yok, ama konuyu çarpıtmak için bu tür hezeyanlar yapılıyor. Konuyu tartışıp duruyorlar ama bir türlü içinden çıkamıyorlar.

Dini Özgürlükler kişisel hayata indirgenerek, Kamu alanına gireceksen dini yaşantından sıyrıl öyle gel, demek insan haklarına hem aykırı hem saygısızlıktır.

Mevlana’nın değişiyle kişi nasıl görünüyorsa öyle olmalı, nasılsa öyle görünmelidir. Zaman ve zemine göre değişiklik göstermek oturmamış karakterli insanların veya menfaatine düşkünlerin işidir. Küçük menfaatler için kılıktan kılığa girerek menfaat temin etmek isteyenlerin işidir. Bu dünya hayatında herkes hür iradesiyle nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşamalıdır.

İster dini olsun ister la dini hayatı olayları irdeleyerek kişi kendisi seçmelidir. Hiç kimse kılık ve kıyafetinden dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmemelidir. Bu zaten Anayasamızın 24. maddesinde teminat altına alınmıştır.

Birde şöyle anlamsız sorular var, Biz bunlara özgürlük verir isek, bizim açık gezme hürriyetimize müdahale ederler, Bizi de örtünmeye zorlarlar düşünceleri vehimden öte bir şey değildir.

Bu düşünce kendilerinin yıllardır uyguladıkları baskıların

Kendilerine uygulanması korkusudur.

Bu tür vehime kapılanlar Peygamber efendimizin Mekke’yi fethinde kendisi gibi düşünmeyenlere uygulamalarını, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u Fethinde kendi gibi düşünmeyenlere tutumunu incelesinler.

Üstelik bunu söyleyenler kendilerinin de Müslüman olduğunu üzerine basa basa söylüyorlar, O halde Efendimizin uyguladığını onların uygulaması gerekir. Kendi gibi düşünmeyenlere hoşgörü ile yaklaşmaları gerekir.

Bu başörtülü kişiler devlet dairesine girerse mesela doktor olursa erkek hastayı muayene edecek mi?, sorularının cevaplarını, Peygamberimizin sağlıkla ilgili tavsiyelerini incelemeye zaman ayırırlarsa öğreneceklerini umuyorum.

Laikliğin elden gitmesi meselesine gelince laiklik bir metre kare bez parçası ile yok olacaksa zaten yok demektir.

Laiklik bütün dinlerin mensuplarına aynı yakınlıkta ve aynı uzaklıkta olmak demektir. Hangi dinden olurda olsun veya herhangi bir dini kabul etmemiş olsun hepsi de koruma altında olması demektir.

Kimsenin kimseye saygısızlık etmeden aynı toplumda yaşayabilmesi demektir. Hürriyetin sadece bazılarının inhisarını altında olmadığı, toplumun bütün katmanlarının aynı derecede hür olduğu insan haklarına saygının var olduğu bir yönetim şekli ile yönetilmesi demektir.

Kısacası Hürriyet sadece bana değil sana ve toplumdaki bütün mozaiklere aynı şekilde yayıldığı zaman gerçek huzura ermiş oluruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*