Huzura nasıl kavuşulur?

İnsanların çoğu, bu dünya hayatı içinde bir tatminsizlik hali içindedir. Fakiri, zengini, genci, ihtiyarı, zayıfı , şişmanı, tahsillisi, tahsilsizi, erkeği, kadını, uzunu, kısası, vd; ekseriyetle herkes, kendisine verilen nimetlere şükürde noksanlık ve nimette kendisinden daha yüksek olanlara bakarak üzerindeki nimetlerin kadrini bilmekten uzak bir hal içindedir.

Halbuki, insanın nimette kendinden aşağı olanlara bakarak haline şükretmesi; takvâda ise kendinden yukarıda olanlara bakarak o­nlar gibi olmağa çalışması icap eder. İslâmî ölçü bu olmasına rağmen, bu ölçüyle yaşamağa muvaffak olabilenlerin sayısı diğerlerine göre çok azdır.

İnsanlardaki tatminsizliğin en mühim sebebi ise, Allah(c.c.)’ın zikrini ihmal etmeleridir. Bir âyet-i kerîmede buna dikkat çekilir: “Onlar (Allah’a yönelenler), iman eden ve Allah’ı anmakla kalpleri huzura kavuşan kimselerdir. Haberiniz olsun ki kalpler, ancak Allah’ı zikirle huzura kavuşur.”(Râd Sûresi, 13/28).

Allah’ı tevbe, istiğfar ve tevhid ile anmanın yanında en büyük zikir Kur’an’dır ki, bu zikir de Kur’an’ı hem okumakla, hem de o­na uymakla olur. O zaman fikir, gönül ve hayat huzura erişir. Aksi halde, kalp ve hayat huzursuzluklardan kurtulamaz.

Huzura kavuşmakla ilgili olarak, Kur’an âyetlerinden ve hadislerden süzülmüş şu manâlara dikkati çekmekte fayda vardır:

“Allah’ı tanımayanın, dünya dolusu belâ başında vardır; Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve manevî sürurla (sevinçle) doludur. Derecesine göre, iman kuvvetiyle hisseder.”(RN-Külliyatı, Lem’alar).

“Her kim hayat-ı fâniyeyi esas maksat yapsa, zahiren bir cennet içinde olsa da, mânen cehennemdedir. Ve her kim, hayat-ı bâkiyeye ciddî müteveccih ise, saadet-i dâreyne (hem dünya hem de âhiret saadetine) mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da, dünyasını Cennet’in intizar (bekleme) salonu hükmünde gördüğünden, hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükreder.”(RN-Külliyatı, Sözler).

Bize göre maddeten daha fazla gelişmiş olan dünya ülkelerinden bazı üstün taraflarımız, bu İslâmî imanımızla huzur sahibi oluşumuz ve nispeten daha sağlam olan aile yapımızdır. Bunların kıymetini bilmeli ve muhafazaya çalışmalıyız.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*