Hz. Muhammed (asm) bütün beşere üstad

altPeygamberlerin en âhiri ve en büyükleri ve dinî ve dâveti umum nev-i beşere baktığı için ve mu’cizatça ve dince umuma faik ve bütün nev-i beşere bütün hakaikte üstadlık edip, on dört asırda, parlak bir surette ispat eden ve nev-i beşerin medar-ı iftiharı bir zatın terbiye-i esasiyelerini ve usûl-ü dinini terk eden, elbette hiçbir cihette bir nur, bir kemâl bulamaz; sukut-u mutlaka mahkûmdur. Sözler, s. 169
***

Hatemü’l – Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.

Evet, o bürhanın şahs-ı manevîsine bak:

Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, her bir dâvâsını, mu’cizatlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar. Zira, o “Lâ ilâhe illallah” der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icma ile manen “Sadakte ve bi’l-hakkı natakte” [Doğru dedin ve söylediğin haktır] derler.

Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla te’yid edilen bir müddeaya parmak karıştırsın.

Sözler, On Dokuzuncu Söz, Birinci Reşha

LÛ­GAT­ÇE:
bürhan-ı bâhir: Apaçık delil.
hakaik: Hakikatler.
medar-ı iftihar: İftihar kaynağı.
sath-ı arz: Yeryüzü.
serzâkir: Zikredenlerin başı.
sukût-u mutlak: Tam alçalış, tam düşüş.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*