İşaratü’l-İ’caz ve Diyanet

Okurumuz Âdem Pala’nın, BİMER kanalıyla Diyanet’ten aldığı “Başkanlığımızca Said Nursî’ye ait İşaratül-İ’caz adlı eserin basılması düşünülmektedir”cevabını 30.6.13 tarihli köşemizde aktarmıştık.

Yaklaşık 7 ay sonra o noktaya gelindi.

Bediüzzaman’ın, 60 cilt olarak tasarladığı tefsirin ilk cildi olarak, şark cephesinde Rus askerleri ve Ermeni çeteleri ile savaşırken, yer yer at sırtında yazdığı bu eser, telifinden yaklaşık 100 yıl sonra Diyanet tarafından basıldı.

Henüz dağıtımı yapılmayan eserin. Arapça aslı ile Abdülmecid Nursî imzalı Türkçe tercümesi bir araya getirilerek ve titiz bir ilmî tahkikten geçirilerek hazırlandığı ifade ediliyor.

Said Nursî Rusya esaretinden İstanbul’a dönünce bu eserini bastırmak istemişti. Bununla ilgili olarak, son şahitlerden, emekli pilot astsubay Ali Demirel’in aktardığı bir hatıra var.

Askerî uçakta risale taşımasıyla da hizmet tarihine geçen ve aynı zamanda Yeni Asya emektarlarından olan Demirel, bir ziyaretinde Üstadın kendisine şöyle dediğini naklediyor:

“Pasinler’de harp cephesinde İşaratü’l-İ’caz’ı telif ettim. Esaret dönüşü İstanbul’da Harbiye Nâzırı ve Başkumandan Enver Paşa, ‘Hocam, benim de hizmetim olsun, bu kıymetli eserinizi müsaade ederseniz ben bastırayım’ dedi. Ben de ‘Madem hizmet etmek istiyorsun, o halde kâğıdını sen al’ dedim. O da kâğıdını temin etti, eseri bastırdım.” (N. Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî, s. 183)

Bediüzzaman o zaman bu eserinin, üyesi olduğu Darü’l-Hikmeti’l-İslamiye tarafından “ekser müftüler”e gönderildiğini, “maddî ve manevî inkılapların sarsıntılarından vikaye (koruma) noktasında birer kal’a ve birer elmas kılıç hükmüne geçtiğini” ifade ediyor (Şualar, s. 1107).

Yaklaşık bir asır sonra eserin Diyanet tarafından basılıp, ardından müftülüklere ve camilere dağıtılmasının, aynı manaların bir kez daha tahakkukuna vesile olmasını temennî ediyoruz.

Gerçek şu ki, İşaratü’l-İ’caz ve devamı olarak telif edilen Risale-i Nur Külliyatı, dehşetli ahirzaman inkılaplarının getirdiği çalkantı ve sarsıntılara karşı manevî dinamiklerin muhafaza ve inkişafını sağlayan çok kuvvetli bir set, kale ve ehl-i imanın elinde bir elmas kılıç oldu.

Onun için, Diyanet’in bu eserlere sahip çıkması, aslî misyonunun kaçınılmaz bir gereği.

Fatih-Eyüp okurlarımızın“Diyanet’i tebrik” ilanında Üstaddan aktarılan sözde ifade edildiği gibi, “Haricî dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet’in vazifesidir.”

İşaratü’l-İ’caz’ın basımıyla, bu vazifenin ifası noktasında tarihî bir adım atılmış oldu. Diyanet İşleri Başkanı Görmez başta olmak üzere, bu hizmete katkı sağlayan ve emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimizi sunuyoruz.

Başbakan Erdoğan’a da projeye verdiği destek için teşekkür ederken, siyasetini bu eserdeki manalarla uyumlu hale getirmesini diliyoruz.

Diğer eserlerin de neşri ile Üstadın 1950’de Akseki’ye ilettiği talebin tahakkukunu bekliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*