İDO’nun haksız kazancı…

1985 senesinde, Marmara Bölgesinin Balıkesir vilâyetine tayinen gelmiştim. Hemen o tarihten bir-iki yıl sonra İstanbul Belediyesine bağlı olarak, İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) adıyla bir deniz vasıta sistemi ihdas edilmişti, Herkes bu işe nasıl sevinmişti. Hem denizden, hem çabuk, hem de cazip fiyatla yolcu taşınıyordu. Zannedersem ilk sefer de Kartal-Yalova arasında başlamıştı.

Yıllarca devam eden ve gittikçe de İstanbul ile Yalova, Bursa, Balıkesir üzerinden, batıda birçok vilâyeti içine alan bir ulaşım başlamıştı. Tabiî arabaları nakleden feribotların da devreye girmesiyle bu iş bayağı güzel olmuş, millete hizmet etmeye devam etmişti. Bazı aksak-eksiklikler olsa da, herkesin hoşuna gidiyordu.

İşte ne olduysa, bundan birkaç sene önce oldu. İDO, yabancı ortaklı bir şirkete satıldı. (Hâlbuki millete hizmet eden böyle müesseselerin satılmaması lâzım. EBK’yı da özelleştirmişlerdi. Sonradan tekrar yarı devletleşti galiba, niye?) İşte bu şirket vatandaşın nakliyesini yine arabalı veya yaya olarak yapmaya devam ederken, birden bir şey keşfetmişler, kendilerini uçak şirketlerine benzeterek, önceden bilet alana (o da internet üzerinden) ucuz, sonra gelene fahiş fiyatla bilet satmaya başlayarak, haksız kazanç sağlamaya başladılar. Öyle ki, önceden bilet alanla, son dakikada alan arasındaki fiyat farkı neredeyse iki mislini buluyordu. Bunlara bizzat kendimiz şahit olduk. Bir de görmediğimiz, fakat duyduğumuz bir uygulama var ki, bu daha da garip bir şey. Vatandaş bilet almak için terminalde kuyrukta beklerken, kalabalık bir zamanda “Eğer önce geçiş hakkı isterseniz biraz daha fazla para ödeyerek sizi öne alalım” gibi bir mantıkla resmen karaborsacılığı kendi elleriyle yapıyorlarmış—ki çok abes bir durum bu. Diyeceğimiz o ki, hangi kurum ve bakanlık ise bu duruma göz yummaması, pek de ahlâkî olmayan bu fırsatçılığı önlemesi gerekir.

Bu bir haksızlık ve haksız kazanç sağlamaktır. Rekabet yapacak bir durum olmadığından ve vatandaşın eli mahkûm, onlar da tekel durumunda olduğundan ve seyahatin gereği, büyük çoğunluğun seyahat saatine yakın vakitte bilet aldığından, vatandaşın hep bu haksız kazanca uğramasından dolayı, bu tatbikat yanlıştır!

Haa, siz sabit bir fiyat tesbit edersiniz (makul bir fiyat tabiî) yine internetten önceden alanlar için de tenzilat yapabilirsiniz. Ama önce alana—ki yolcuların az kısmı—ucuz, sonra alana ki, (normal olan şey bu zaten) pahalı ve fahiş. Olmaz böyle şey! Büyük haksızlıktır bu.

Başbakan sık sık, “fakiri-fukarayı, garibi-gurabayı düşünüyoruz, onlara ve millete hizmet ediyoruz” diyor, ondan sonra da başta o sınıf olmak üzere vatandaşı haksız kazanca maruz bırakılıyor, öyle şey olur mu? Sonra, kâr yapan bu müesseseyi ne için sattınız? Milletin parası ile teşkil edilen böyle bir teşkilâtı; kimlere, niye devrettiniz? Millet sizden hizmet bekliyor. Bu hizmetin de hak ve adalet dairesinde yapılmasını bekliyor. Bu gibi yerler ile işi olduğunda ise, haksızlık, haksız kazanç ve vurgun istemiyor. Lütfen milletin sesine kulak veriniz!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*