İhtifalden birkaç not

Büyük gönül sultanımız Hz. Mevlânâ’nın Hakk’a vuslatının 739. sene-i devriyesinde Konya’daki programdan birkaç not: Konya valimiz, Başbakan’a “100-150 bin civarında müracaat var” diyor, Başbakan da 10 bin kişilik bir kapalı salon inşaa edilmesini Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Beye ismen hitap ederek “Tahir Bey kardeşim, bu yıl ‘Şeb-i Arus’u 10 bin kişiyi içine alacak bir salonda seyredelim ve bitirin bu işi” emir babında söylüyor. İnşaallah hakikat olur ve doğrusu da budur.

Fakat bizim notlarımızda, bundan önceki yıllarda birkaç kere 1-17 Aralık günlerinde yapıldı, şimdiki salon takriben 3.500 kişilik, 50 bin kişinin feryadı dinmiş ve diner. Şimdi bu beyânâtı veren Sn. Konya Valisi 7-17 günleri yapacaklarına 1-17 Aralık günleri ve gündüz programlarıyla da 50 bini rahat aşan seyirci ve izleyici izleyebilirdi. Bu itibarla Valinin beyanı havada kalmıştır. Kaldı ki Sn. Başbakan’ın ve Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın ve siyasî parti liderlerinin de katıldığı Şeb-i Arus Gecesinde, resimlerle sabit, çok boş yerler vardı ve sonradan Kültür Merkezinin kapıları açılarak, biletsiz ve dâvetiyesiz kişilerle doldurulmuştur. Yorumu safi gönüllere bırakıyorum. Akıbet hayr olur inşallah.

Sn. Vali son 17. Şeb-i Arus günü dâvetiye ve biletlerini Kültür Müdürlüğünden de alarak tek başına tasarrufta bulunmuş ve taa uzaklardan gelen gerçek Mevlânâ aşık ve muhibbanları dışarıda kalmışlardır. 6 ay önceki müracaatları bir çırpıda silinmiştir. Muhibbanın feryatlarını yakinen dinledim. Uzun yıllar bu hizmetlerin içinde muhterem Feyzi Halıcı Ağabeyle birlikte deruhte ettiğimiz için feryatlara muhatap olduk. Valiyi tanıyan ve bilen de yok, ama bizim yıllardır nasıl çilekeş olduğumuzu bildiklerinden şikâyetlere muhatap olduk.

Geçmiş dönemlerde çok dar imkânlarla Konya Turizm Derneği olarak Mevlânâ ihtifallerini ve sempozyumlarını omuzlarımızda taşırken, Konya’nın geçmişteki birçok valisiyle yakînen tanışmamız ve irtibatımız fevkalâdeydi ve onların hiç müdahaleleri olmamıştı. Hatta valimiz Kemal Katıtaş (İmparator) ile ölüme giden, Hz. Mevlânâ ile hatıralarım var, mecbur kaldım, diğer makalede yazacağım, şimdikilere nur ve işaret olsun diye. Yine 17. gecesi hariç bütün biletlerin internet aracılığı ile alınması ayrı bir çıkmazı ortaya koymuştur.

Konya Kültür Müdürümüz Yrd. Doç. Mustafa Çıpan, gecesini gündüzüne katarak bu boşluğu kendi yardımcılarıyla doldurmaya çalıştı, ta B. Bera oteldeki helva gecesindeki konuşmalarına kadar. Kendisini gönülden tebrik ediyoruz. Ayrıca Çelebi sülâlesinin son demdeki temsilciliği görevini deruhte etmeye çalışan Sn. Esin Çelebi Hanımefendi de kendi “Uluslararası Mevlânâ Vakfı” şemsiyesi adı altında icra ettikleri sempozyumla ve gece gündüz ziyaretçilerle dolan vakıf binalarında ses ve nefes verdiler.

Gecenin güzel tarafı siyasî arenaya dönmeyişidir. Çünkü Mevlânâ ayinlerinin aslı da budur. Bizim organize ettiğimiz yıllarda siyasîler, devlet ricali gelir, fakat konuşmazlardı. Mevlevî geleneğine aykırı kabul edilirdi. Bu meşrep bu yıl icra edildi, kırılıp darılmamalı, fevkalâde olmuştur. Çünkü “Edep yahu” şehrinde birbirlerinin gönüllerini kırıyorlardı. Binler tebrikler ve alkışlar.

Mevlânâ Türbesi ve Selimiye Camii Meydanı’ndaki, altlarında yıllarca Cuma namazlarını kıldığımız ağaçlar başka yerlere kaldırılmış, onun için ağlamıştım. Fakat Şeb-i Arus gecesi taa sabah namazına kadar, törenlere giren-giremeyen İranlı Mevlânâ hayranlarının tamamı, bu meydanı zikir meydanı haline getirmişlerdi, onların yanık avazları ve feryatları yürekleri parçalıyordu. Artık o meydana, zikir meydanı olarak bakıyorum.

Özetle: “Gel çağrısına” gönül verenlere ve emeği geçen herkese ve kulaklarımızı, gönlümüzü musıkîleriyle, ilâhilerle ve Fatihalarla dolduran aziz zevâta binler teşekkürler.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*