İkinci Avrupa’nın Musul ve Rakka tiyatroları

sukru-bulutOkuyucularımız, Bediüzzaman’ın Avrupa’yı müsbet ve menfi diye ikiye ayırdığını biliyorlar. Dünya barışına, insanî değerlere ve medeniyete çalışan birinci Avrupa’ya karşın, dünyamızın canını burnuna getiren ikinci bir deccaliyet Avrupa’sı var.
İkinci Avrupa’nın çeyrek asırlık, yarım yüzyıllık plan-programlarının, büyük paralarla çalışan düşünce kuruluşlarında nasıl hazırlandığını, zaman içinde inşaallah kamuoyu öğrenecektir. Rotschild ve Rockefeller gibi dünya siyasetine servetleriyle müdahale eden zengin ailelerin destekleriyle çalışan yüzlerce düşünce kuruluşu ve enstitünün bizdeki uzantı ve çalışanlarını bilseniz, olayı kavramanız daha da kolaylaşabilir.

Obama’nın, yeşil kuşak olarak adlandırılan ve Bush’u başa getiren Yeni Muhafazakârlarca işgal edilen İslâm coğrafyasından çekilme kararı üzerine, Amerika ve AB siyasetlerine tesir edecek pozisyonlarda bulunan Neoconlar (yani Yeni Muhafazakâr geçinen din karşıtı komünistler) bildiğiniz gibi İslâmiyet’e büyük zarar verecek IŞİD terör örgütünü organize ettiler. El-Gureyb ve Bucca gibi toplama kamplarında kurulan bu örgütün, Pentagon ve AB ordularından (bir kısmı NATO bünyesinde vazife almışlardı) ayrılan askerlerce Irak ve Suriye’deki işgali kalıcı hale getirmek için kullanıldığı sonradan öğrendik.

Bu askerlerin Musul’a gelmeleriyle (zira önceden onları tanıyorlardı) Irak askerleri teçhizatını bırakıp Bağdat’tan çekilmişlerdi. Yani Irak hükümeti IŞİD tiyatrosunu biliyordu. İleride, bölgenin dizaynında kullanılacak bu dehşetli terör örgütünün hilâfet, İslâm devleti, Şeriat, Selefilik ve Vehhabilik gibi tabirleri kullanması, teröristlerinin El-Kaide artığı örgütlerden devşirilmesi; ikinci Avrupa’nın İslâm âlemine duyduğu derin düşmanlıkla açıklanabilirdi. En modern silâhlarla ve son derece uzman askerlerce eğitilmiş teröristlerle örgütün işlediği ve sebep olduğu cinayetlerin Cengiz ve Hülagu’nun zulümlerini aratmadığını elbette hatırlıyoruz.

Musul’u burada bırakarak azıcık Rakka’ya dönelim.

ÇÖL ORTASINDAKİ HEYULA

61 bir ülkenin kendisiyle savaştığı iddia edilen IŞİD Rakka’ya nasıl yerleşmişti… Kaddafi’nin çeyrek asırlık cephanesi buraya nasıl taşınmıştı… Avrupa ve Amerika kökenli 20 bin terörist Suriye’ye nasıl getirtilmişti… Kargo uçaklarıyla Rakka’ya yakın havaalanlarına silâhları kimler getirip IŞİD’e ulaştırmıştı. Amerika ve müttefikleri IŞİD’le mücadele mi ediyorlardı, yoksa teçhizat ve askerî eğitimle servis mi veriyorlardı… YPG ile IŞİD hakikatte düşman mı, yoksa müttefik mi idiler… Bütün bu soruların cevapları 6 yıldan beri internet sayfalarında dolaştığı halde, Türkiye basınına henüz düşmeye başladı. Dehşetli bir tuzağın içindeki Türkiye’nin, vahametin farkına varmasının üzerinden henüz bir sene geçmedi. Zararın neresinden dönülse elbette kârdır.

İkinci Avrupa ve Amerika, Ortadoğu’da oynadıkları tiyatronun deşifresiyle birlikte hırçınca davranmaya başladılar. Cinayet ve günahlarını yükleyecek günah keçisi bulmanın peşinde koşturuyorlar bugünlerde. Bilhassa Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar gibi ülkelerin fevkalâde dikkatli ve birinci Avrupa ile istişareli hareket etmeleri gerekiyor.

TROÇKİSTLER BEDEL İSTEYECEKLER

Rusya’da Bolşevik ihtilâlinin öncülerinden Yahudi asıllı ve askeri Marksizm’in tatbikçisi Leo Troçki’nin yolunda gittiklerini iddia eden Neoconların tahribatları misyonlarıyla orantılı… BOP’u Rotschild’in servetiyle gerçekleştireceklerine o denli inanıyorlar ki… Neoliberallerin 20 seneye yakındır bu bölgenin sosyal hayatına yaptıkları yatırımları da ilâve ettiğimizde, İslâm coğrafyasından deccaliyetin elini kolayca çekmeyeceğini herkes anlayabilir.

Onların önce Musul’da ve daha sonra Rakka’da sahneledikleri tiyatroyu baştan beri “hakikat” diyerek takip edenler, bugün büyük pişmanlık duymaktadırlar. İnşaallah vakit fazla geçmemiştir ve pişmanlık da fayda verecektir. Hem Irak’ı, hem de Suriye’yi Rotschild’ın kendilerinden istediği Tel Aviv- Hazar koridoru uğruna devletçiklerle parçalama hayallerinden vazgeçmeyeceklerdir. İran eliyle Irak’ın Şiîleştirilmesini, Suud ile Irak’ta Sünnî yeni tampon devletçikleri ve Barzani ile de Kürdistan’ı vaad eden Neoconların bu felâketli yoldan kimlerce alıkonulacağını önümüzdeki zamanlar gösterecektir.

Burada hem efkâr-ı amme, hem hükümet, hem de Arap kamuoyunca bilinmesi gereken bir tiyatroyu ifşa etmek gerekiyor:

1. Arap baharı yalanı BOP’un realizesi uğruna cinayetlerle hazırlanmış bir tuzaktı.

2. IŞID de El-Kaide gibi ikinci Avrupalılar ve Amerikalılar tarafından kurulmuş bir terör örgütüydü.

3. Musul ve Rakka’yı IŞİD’e hazırlayan, Pentagon’daki yoldaşlardı.

4. Musul’un işgalinde El-Bağdadi’yi (sözde halife) Rakka’ya kaçıran Amerikalı neoconlar, Suriye’de savaşmaya devam edecekler.

5. Esas aktörler şu anda Amerika’da.

6. Fransa ve Almanya’daki neocon siyasetçiler, İngilizlerle birlikte bir Suriye muhalefeti uydurma uğruna cinayet işlemeye devam edecekler.

7. 2013’ten bu yana Kuzey Irak’ta diktatörlüğünü ilân eden Barzani, Dimyat’a pirince giderken, elindeki bulgurdan olacak gibi… Zira üzerinde oturduğu konumun hiçbir hukukî dayanağı mevcut değil.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*