İlâhî konserveler: Hindistan cevizi

Kâinâtı yoktan var eden Zât-ı Zülcelâl’in (cc) san’at eserlerine ibretle nazar edilip, araştırıldığında hayatın, sağlıklı ve huzurlu devamı için gerekli ihtiyaç maddeleri, hayret edilecek şekillerde nizâm, intizâm ve hikmetlerle hazırlanarak, insan için yeryüzü sofrasına istif edilmiştir.

Bu acaib-i san’at eserlerden birisi de, hindistancevizidir.
Hindistancevizi, 5-10 metre yüksekliğinde, palmiye tipinde yaprakları olan, küçük kavun büyüklüğünde, üzeri kahverengi liflerle kaplı, çok sert ve içinde anne sütüne benzer nitelikli su bulunan tropikal bir meyvedir. Asıl vatanı Hz. Adem’in (as) dünyaya gönderildiğinde, yeryüzünde ilk ayak bastığı toprak olarak bilinen Serendib (Seylan), bu günkü adıyla Sri Lanka Adası’dır. Adeta uzun sürecek dünya yolculuğu için, şifalı ve oldukça gıdalı, kapalı konserveler, dünya seyyahı için hazırlanmıştır. Bundan dolayı yerli halk hindistancevizine, yerinde bir ifade ile HAYAT AĞACI demektedir. Üstad Bediüzzaman Said Nursî (ra) Hazretleri de, bu nimetin değerini anlatırken “Bak, başında çok süt konserveleri taşıyan hindistancevizi ve incir gibi meyvedar ağaçlar, rahmet hazinesinden lisan-ı hâl ile süt gibi en güzel bir gıdayı ister alır, meyvelerine yedirir, kendi bir çamur yer.”1

Başka bir yerde ise “Sen yalnız şu ipe takılan tatlı konserve kutusuna bak. Eğer onun gizli matbaha-i mu’ciznümasından çıkmasa idi, şimdi kırk para ile aldığımız halde, yüz liraya alamazdık. Haşiye: Konserve kutusu, kudret konserveleri olan kavun, karpuz, nar, süt kutusu hindistancevizi gibi rahmet hediyelerine işarettir.”2 diyerek rahmetin san’at eserlerine dikkatlerimizi çekip, iman delillerine işaret etmektedir.

Hindistancevizinin, insan sağlığının korunma ve tedavisindeki etkilerine gelince, şifalı tesiri Hint tıbbında 4000 yıl önce keşfedilmiştir. İhtiva ettiği en değerli besin maddeleri yağı, unu ve içindeki süt gibi sulu kısımlarıdır. Hindistancevizi yağındaki asitlerin bakteri, virüs ve mantarlara karşı öldürücü etkileri tanımlanmıştır. Geniş etkili fonksiyonlarını tarif eden “Dr. Bruce FİFE, hindistancevizi yağı mu’cizesi adlı kitabında şöyle diyor: ‘Hindistancevizi yağı tüketmek, arabanıza yüksek oktan benzin koymanıza benzer.’ Bu yağ içerdiği cevherlerden dolayı (E vitamini türevleri ve kanser savaşçısı SKUALEN içeriyor), kuvvetli antioksidan özelliklere sahip olduğundan, son yıllarda dünyanın bazı hastanelerinde, çok ileri derecede kötü durumda olan hastaların beslenmesinde kullanılmış. Bazı bebek mamalarının formülünde de yer alıyor, çünkü anne sütüne benzer bir içeriğe sahip! Ayrıca birçok hastalıkta takviye olarak kullanılabileceğine dair FDA’nın da güvenli besin listesinde yer alıyor.”3

Hindistancevizi yüksek antioksidan bileşiklerinden dolayı beyin sağlığı ve hafızayı güçlendirme özellikleri değerini arttırmaktadır. ALZHEİMER ve SENİL DEMANS (ileri yaşlardaki bunama gibi, beyin fonksiyonlarının bozulduğu hallere düşmemek için, ayrıca öğrenme kabiliyeti, hafıza ve dikkat melekelerinin güçlenmesi için, beyine enerji sağlar. Kilo kontrolü ve zayıflama diyetlerinde, vücuda destek vererek sonucu kolaylaştırır. Kandaki LDL (kötü kolesterol) de azalma ve HDL (iyi kolesterol) seviyesinde artış sağlar. Trigliserid ve lipid seviyelerinin düşürülmesinde yardımcı olur. Ayrıca kalınbağırsak faaliyetlerini düzenleyerek huzur verir. Ağızda meydana gelen istenmeyen kokuları güzelleştirir. Halsizlik, yorgunluk hislerini azaltarak, iş ve çalışma faaliyetlerine destek verir. Sırt ve adale ağrılarını rahatlatır.

Böbrek ve mesanedeki kumları temizler. Ağrılı idrar zorluğunda faydalıdır. Bulantı ve kusmayı engeller. Gözün görme gücünü arttırır. Kemik, diş ve diş eti sağlığımız için değerli bir nimettir.

Sıkıntılı cilt ve saç problemleri yaşayanlara, umulmadık derecede destek sağlamaktadır. “2006 yılında Food Chemistry dergisinde yer verilen bir çalışmada, rafine edilmemiş hindistancevizi yağının, vücuttaki lipidlerin oksitlenmesini engellediği belirlendi. Bu bilgi çok önemli, çünkü hücrelerimizin zarları ve damarlarımızın iç yüzeyleri lipidlerle (yağ cisimcikleri) dolu ve bu lipidlerin oksitlenmesinin (paslanmasının) önlenmesi, bütün hücrelerimizin ve bütün damarlarımızın korunması demek oluyor ki, zaten bütün bedenimiz hücrelerden ve damarlardan ibaret!’’4

Anlatılan bu gerçekler ışığında, faydaları saymakla bitmeyen, hindistancevizi nimetini yağıyla, unuyla ve suyu ile beslenmemize dahil etmemiz, sağlığımıza kalite ve güç kazandıracaktır. Çok faydalı olduğu göz önünde bulundurularak, kalitesiz üretilen, fayda yerine zararlı olabilecek ürünlerden uzak durmalı, tescilli ve güvenli imal edilen ürünleri araştırıp bulmalıyız. Bizi mu’cize nimetleriyle perverde eden (besleyen) Zât-ı Zülcelâl’e (cc) kâinatın zerreleri adedince, hamd, şükür ve tazimlerimizi takdim ediyoruz.

SAĞLICAKLA KALIN

Feyzullah Ergün

Dipnotlar:
1) Bediüzzaman Said NURSÎ, Lem’alar, s. 308 Yeni Asya Neşriyat 2005.
2) Bediüzzaman Said NURSÎ, Asa-yı Musa, s. 394 Yeni Asya Neşriyat 2008.
3) Dr. Elif GÜVELOĞLU, Kanser İyileşir, s. 310 Hayykitap 2015.
4) A.g.e. s. 311.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*