İlnur Çevik: Türkiye Bediüzzaman´la medenîleşiyor

Image
Gazeteci-Yazar İlnur Çevik, Bediüzzaman Said Nursî’nin ve takipçilerinin Türkiye’de, demokrasinin gelişimine önemli katkılar yaptığını belirterek,“Bediüzzaman ve talebelerinin bu sivil mücadelenin içinde yer almamış olsaydı, Türkiye’de önemli sosyal olayların meydana gelebileceğine” dikkat çekti.

Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 48. yıldönümü münasebetiyle Yeni Asya gazetesi Trabzon Temsilciliği ve Risale-i Nur Enstitüsü Trabzon Temsilciliği tarafından “Bediüzzaman Haftası” çerçevesinde düzenlenen “Meşrutiyetin Yüzcüncü Yılında Türkiye’nin Demokrasi Serüveni”” konulu panel, İntizam Seyda Durgun’un yöneticiliğinde, Gazeteci Yazar İlnur Çevik, Prof. Dr. Ahmet Battal ve Gazeteci Yazar Ali Ferşadoğlu’nun katılımıyla Trabzon Zorlu Grand Otel konferans salonunda gerçekleştirildi.

Panalelin açılışını ve sunuculuğunu Arif Emre Karpuz’un yaptı. Panele, Trabzon halkı yoğun ilgi gösterdi. Trabzon’un en büyük toplantı salonunda yapılan program, Said Nursî’nin Meşrutiyet, Cumhuriyet ve demokrasi konularındaki görüşlerinin anlatıldığı bir sinevizyon gösterisiyle sona erdi.

Konuşmasına, “Bulunduğum şehrin sokaklarını, caddelerini bile bilmezken, çok daha önemli olan meşrutiyetin, cumhuriyetin, demokrasinin yollarını nerden bulacağız?” diye başlayan Ferşadoğlu şöyle devam etti: “Fert, aile, devlet ve İslâm alemi olarak en büyük zaaflarımızdan birisi, hürriyeti iyi anlayamamızdır. Tevekkül ve kanaati yanlış anladığımız gibi, hürriyeti, özgürlüğü de yanlış anladık ve ona cephe aldık. Oysa hürriyet imanın en büyük özelliklerinden birisidir. Aydınımız ve ilim adamlarımız dahi bu konuyu yeterli düzeyde anlayamamıştır. Bundan yaklaşık 100 yıl önce Bediüzzaman, meşrutiyetin ve hürriyetin, imanın özelliği olduğunu dile getiriyordu. Kur’ân ve sünnet birçok yönüyle, hak ve hürriyetlere vurgu yaptığı halde, hâlâ bir kısım insanlar İslâmın şiddeti içerdiğini düşünebiliyor. Bugün bazı çevreler, İslamın demokrasi ile bağdaşıp bağdaşmayacığını konusuyor. Oysa İngiliz Filozof Bernard Schaw der ki, ‘Demokrasinin bir adım ötesi İslâmiyet’tir. ”

Prof. Dr. Ahmet Battal ise, “Hilafetten Cumhuriyete geçmedik, Saltanattan Cumhuriyete geçmeye çalışıyoruz. Toplum kendi iç dinamikleriyle ayakta durur. Her toplum tabiatıyla düzene muhtaçtır ve kendi düzenini bulur. İnsanı insan yapan eşitlikçi ilişkilerdir. Devlet tabiatı gereği, insanların tepesinde güç kullanan ve dolayısıyla da mecburen dik ilişkinin üstün tarafındadır.”

Battal Abdulhamit Han tahttan indirilmesinden sonra dört tür fikir akımı ortaya çıktığını belirterek, Bu fikir akımlarının İhtihatçılık, Milliyetçilik,İslamcılık ve Meşrutiyetçilik olduğunu kaydetti. Battal, bu fikir akımlarının günümüzde de çeşitli partiler tarafından siyaset sahnesinde varlığını devam ettirdiğini kaydetti.

BEDİÜZZAMAN VE TAKİPÇİLERİ DEMOKRASİYE ÖNEMLİ KATKI YAPTI

Panelin son konuşmasını yapan İlnur Çevik, Bediüzzaman Said Nursî’nin ve takipçilerinin Türkiye’de, demokrasinin gelişimine önemli katkılar yaptığını ifade etti. Çevik, “Bediüzzaman ve talebelerinin bu sivil mücadelenin içinde yer almasaydı, Türkiye’de önemli sosyal olayların meydana gelebileceğine” vurgu yaptı.

Çevik şöyle devam etti: “Türkiye’nin iki hedefi var. 1.si Türk-Kürt kardeşliğini anlayacak, diyalogu kuracak şartlar ortaya çıkarmamız lazım. 2. si Türkiye’de dini inanışları olan dini hassasiyetleri olan büyük bir kitle vardır. Onlar saygı beklemektedir. Türkiye’de başörtüsü meselesi çözümsüzlüğe doğru gitmektedir. Avrupa birliği ile başlayan değişim süreci, reform süreci sonradan yavaşlamaya başladı. Biliyorsunuz bir savcı Şemdinli’de bir iddianame hazırladı diye başına gelmedik kalmadı bu ülkede. Genelkurmay başkanının ismini bu iddianameye soktu diye adam mesleğinden oldu, savcılıktan oldu ve bugün esamesi bile okunmuyor. Bir savcı için bu yapıldı. Peki bir başsavcı için hükümet bir şey düşünmüyor mu? Bir karşılık vermeyecek mi? Ne yapılacaktır peki bu ülkede. Herkes şapkasını önüne koyacak. Buradaki kitle, sizler, Bediüzzaman’a gönül verenler, her zaman demokrasinin yanında olmuştur. Darbe yapıldı bu ülkede, yine o kitle, (12 Eylül döneminde) anayasa hazırlanırken yalnız bu kitle, o anayasaya faal bir şekilde ret oyu vermiştir. Sizler Türkiye’nin gururusunuz. Yasakların kalkması da, demokrasinin getirilmesi de sizlerin sayesinde olmuştur. Biz millet olarak Türküyle Kürdüyle hiç fark etmiyor, bu bayrak altında bulunan insanlar, dayanışmayla bunların üstesinden gelebiliriz.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*