İman esaslarıyla gelen aile mutluluğu

Allah’a imân eden, O’nu seven, azamet ve kudretine dayanır; eşini de çocuklarını da O’nun hesabına sever. Sonsuza bağlanan bu sevgi ebedîleşir. İnsanı en fazla tatmin eden hususlardan birisi de, “kalbine karşılık bir kalbin bulunması” (İşârâtü’l-İ’câz, s. 168, 196) olduğuna göre, kalbi ve sevgiyi halk eden ve birbirine yakınlaştıran Allah’a şükretmek, ayrıca bir lezzet kaynağıdır.

Şükür, şekerden tatlıdır; hem nimeti, hem lezzeti arttırır.
***
Meleklere imân, yine mesud bir âile hayatı getirir. Çünkü, her iki omuzunda melâikelerin bulunduğuna, iyilik ve kötülükleri kaydettiklerine, İlâhî kameramanlar gibi kendilerini takip ettiklerine inananlar birbirlerine daha saygılı olacak, güzel ameller işlemeye çalışacak, haksızlık ve zulüm yapmaktan uzak kalacaktır.

Melekler her yerdedirler. Mele-i alânın sakinlerinden olan meleklerin alkışını almak için, âile fertleri, bu sayede güzel işlere yöneleceklerdir.
***
Kitaplarına imân eden, kitaptaki emirleri yerine getirecek, nehiylerinden sakınmaya çalışacaktır. Kitaplardaki hakikatler ise, bütünüyle insanı huzûra, saadete, mutluluğa ulaştırır.
***
Peygamberlere imân da, daima iyiye ve güzele yönlendirecektir. Çünkü, Allah’ın emirlerini, insan haklarını açıklayan, yaşayan, tebliğ eden Peygamberlerdir. Onlar, yegâne model şahsiyetlerdir.

Meselelere indî, hissî, nefsî yaklaşmazlar. Her şeyi en ince teferruâtına kadar açıklarlar. Bu, keyfîliği önler; kulun, kula kul olmasını engeller.

Aile hayatında fertler iman ile Resûlullah’ı (asm) model aldığında (ki, bu Sünnet-i Seniyyeye uymakla gerçekleşir); o halde huzur ve mutluluğun sırrını yakalamazlar mı?
***
Kadere imân eden, âilece başına gelen belâ ve musîbetlere karşı dirençli olur. Allah’ın takdirine güvenir. Hüznün ve stresin ilâçlarından en büyüğü kadere imân olduğuna göre, âile hayatı da elbette daha mutlu ve huzurlu geçecektir.
***
Ahirete imân, çocuklara, gençlere, âile ferdlerine tarifi imkânsız lezzetler verir. Çünkü, âhiret hayatının mutlak geleceğine inananlar, birbirinden ayrılmayacak, tekrar kavuşacaklar. Dünyada sıkıntılar çekiyorlarsa, sıkıntı ve üzüntülerin olmadığı bir dâr-ı bekaya gideceklerini bilirler. Ölüm firakı, gençliklerinin muvakkaten elden çıkması onları çok sarsmaz. Çünkü, çok daha mükemmellerine kavuşturulacaklarına inanırlar.

Adaletin tecellî edeceğine ve cehennemin varlığına inananlar da, haksızlık yapmamaya, hakları çiğnememeye, zulümden uzak kalmaya gayret ettikleri gibi; daima iyilik yapmaya çalışacaklardır.

Allah’a, meleklere iman, yalnızlığı önler, musîbetlere karşı dayanma gücü verir. Kadere iman ve duâ, stres ve hüznün ilâcıdır. Öldükten sonra dirileceğine inanmak, ölüm, ayrılık gibi ani kayıplara direnme melekesi kazandırır. Zerre zerre hayatın hesabını vereceğine de inanır.

İşte, imanlı bir eş, çocuk, anne-baba, gayet nazik ve nazenin olacak, haklarını bilecek, hukuklara riâyet edecektir…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*