İmanlı bir hayat ve meyveleri

Bizlere hayali bile zevk veren, kıymetli bir mazhariyetimiz, abidâne geleceğimiz de olabilir. İmanlı-inançlı, İslâmiyetin sınırları ve emir dairesinde ubudiyet-i İlâhiyeye muvaffak olabildiğimiz mertebe ve derecelerde cennete girmek ve cennetten daha leziz olan Cemalullahı görebilmek. Bu ehl-i hizmet için bir gaye ve hedef değilken ihsan-ı İlâhiye boyun eğdirttirecek bir gerçektir.

Önemli olan bu ahirzaman hadisatı içinde ısrarlı, planlı ve ümitvar olarak aşkla, şevkle Cenâb-ı Hakk’ın rızası doğrultusunda iman ve İslâmiyet hademeliğine talip olmak ve bu yolda gayretle çalışabilmektir. Niyetimiz, ihlâsla çalışabilmak, gayret göstermek olduktan sonra nusreti Rabbimizden bekleyebiliriz.

Zihnimizde, aklımızda, ruhumuzda imana, itikada dair bütün şüpheleri yok etmenin en kesin ve kestirme yolu kuvvetli bir iman elde etmek ve bunu elde edebilmek için bütün gayretimizle Ubudiyet-i İlâhiyede muvaffak olmak için çalışmaktır. Kulluğun bütün kapılarını mütevaziyane değil aşırı bir hırs ve kanaatsizlikle çalabilmek ve acz, fakr, zaiflik ve noksanlık alâmetleri üzerimizde olarak, olabildiğince hızla koşabilmektir.

Garip ve aciz insanoğlu için cennet gaye ve hedef olmasa da veya zor bir hedef olsa da cehennemden kurtulmak ve cehenneme girmeyi engelleyecek her ameli, her fiili kendisine baş gaye edinmelidir. Allah cehennem ateşinden, cehennemin narından korusun kurtarsın sözleri amelsiz, ibadetsiz olursa kuru bir temenniyi geçemez…

Ömrümüzün nasıl geçtiğini en iyi olarak ancak sıratın başına geldiğimizde göreceğiz. Eğer itaat ve ubudiyetle, iyi, güzel ve faideli, sevaplı amellerle geçmişse ne mutlu bize. Ne mutlu hayal suretinde sıratı geçen bahtiyar kullara…Nasıl ki ömür geçiyor ve ölüm hakikatiyle buluşuyor. Buluşma iyi olursa ne mutlu. Mutlu olan kulun sıratı geçmesi ise Rabbinin ihsanıyla ne kadar kolay ve sür’atlidir…

Gerçekten kuvvetli bir iman, sağlam bir itikat sahibini ebedî hayata saadetle ve lezzetle taşıdığı gibi onu her türlü tehlikelerden de korur. İmanlı ve inaçlı bir insanın en büyük düşmanı ve korunması gerek belâlısı şeytandan korunabilmek, onun hücumlarından kurtulabilmek, bizlere kurduğu tuzaklara düşmemek. Bunun tek yolu imanlı, inançlı bir hayatı Rabbimizin yolunda elde etmemizden, sahip olmamızdan geçer.

Cenâb-ı Hak hepimizi ubudiyet ve ihlâsla bu yolda muvaffak olan kullarından eylesin inşaallah…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*