İnsan en başta ‘kendini’ okumalı

Çamlık Eğitim Kültür ve Çevre Vakfı ile Gümüşhaneliler Derneği “İnsan ve İnsanın Mahiyeti” konulu bir konferans düzenledi. Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan programın konuşmacısı yazar Halil Uslu oldu.

Açılış konuşmasını Çamlık Eğitim Kültür ve Çevre Vakfı Başkanı Muammer Çelik yaptı. Çelik, Hayat sahibi olmak sonsuz bir devlet gibidir. Yok olmaktansa taş olmak iyidir. Taş olmaktansa ot olmak daha iyidir. Ot olmaktansa kuzu olmak daha iyidir. Ama en iyi insan olmaktır. İnsan hayat sahibi, ruh sahibi ve akıl sahibi kâinatın en üstün ve en kıymetli meyvesidir. Allah’ımıza hamdolsun dünyaya insan olarak gönderilmişsiz. Daha önemlisi Müslüman bir toplum içinde ve en önemlisi son peygamber Hz. Muhammed’e (asm) ümmet olmuşuz” dedi. Açılış konuşmasının ardından gazetemiz yazarlarından Halil Uslu “İnsan ve İnsanın Mahiyeti” konulu konferansına başladı. Uslu, İnsanın en başta yapması gereken şeyin kendisini okuması gerektiğini, müjde peygamberi Hz. Muhammed’in (asm) “Kadere inanan keder etmez” hadis-i şerifini aktararak başlayan Uslu, Kur’ân-ı Kerîm’de Tin Sûresinde “İnsanı ahsen-i takvim (en güzel) şekilde yarattık” âyetiyle anlatılmak istenen neydi? Bu soruya cevap aramamız gerekmez mi?” diye sordu.  Uslu, şunları kaydetti: “İnsanlar birer takvim yaprağı gibi zamanı gelince dökülecek. Bu zaman gelene kadar bizimde yapmamız gerekenler var. En başta yapmamız gereken şey insanın kendisini okumasıdır. Dünya imtihan yeridir. Dünyada ne kazandıysak ahirete onunla gideceğiz. Bu yüzden her şeyden önce kendimizi tanımamız lâzım. Okudukça da ruhumuzun derinliklerinde bizleri yaratan Allah’a sığınarak af dilememiz lâzım.” Her şeyin gıdaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Uslu, “Midemizi doyuruyoruz, ama diğer uzuv ve organlarımızı aç bırakıyoruz. Ruhumuzun, kalbimizin, vicdanımızın, gözümüzün vs. azalarımızın gıdaya ihtiyacı var. Ruhun gıdası tefekkür, vicdanın gıdasının imandır.” ifadelerini kullandı. Uslu: Kâinatın meyvesi insanın önünde ve hayatında Hz. Bediüzzaman’ın tesbitiyle 3 müthiş suâl var: ‘Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?’ Bunların gerçek manada cevaplarını veren kâinatın en büyük meyvesi, “Levlake levlâk lema halaktül eflak”, “Kâinatı senin için yarattım” ve “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” sırlarına mazhar, Mi’rac hadisesiyle “Peygamberlerin sultanı” ve “Mahşerde nebiler bile senden meded ister” hakikatına şayeste ve muhatap olan Efendimiz Hz. Muhammed (asm) cevap veriyor. Gerçek diyaloğun ne olduğu noktasında bütün beşeriyete ışık tutmaktadır. Tek çıkış yolu bu zat-ı nurânînin (asm) yolu. Bu yol başka bir yoldur. İnsanlar evvelâ kâinatın en güzel takvimi olan kendilerini okumaları lâzım. Kalp ne istiyor, akıl ne istiyor, ruh ne istiyor? Çünkü insan garip ve acip bir şehirdir” dedi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*