İnsanlığın her an muhtaç olduğu büyük rehber

Fıtratının ve yaratılışının gereği insanoğlu devamlı bir rehbere, yardımcıya ihtiyaç hisseder. Kâinatın halifesi, sultanı, gözbebeği ve hâkimi olan insanı yaratan, bu vasıfta ve konumda donatıp bu âleme göndermiş.

Ruhlar âleminden başlayan bu yolculuğun ana rahmi safhasında canların en güzeli bir hâmî ve koruyucusu olan anneye muhtaçtır. Onun bedeninden nemalanmak için bir kordonla beslenmeye, doğum ânında bir ebe, doktor ve hemşireyle refakatçiye ihtiyacı vardır.

İki yaşında yürüme becerisini kazanıncaya kadar dünyanın en şefkatli yaratığı olan annenin, çok yakın himayesi imdadına yetişir. Bitmeyen bu şefkat hayat boyu devam edip gider. Tıfîliyet ve çocukluk dönemi şefkat ve korumanın fazla ihtiyaç duyulduğu dönemdir, ama şefkat daha büyük boyutta devam eder.

İki yaşından sonraki dönem; dar çerçevedeki aile fertlerinden; yani baba, abi, abla, hala, teyze, dayı, amca, yeğen gibi yakın akrabalık zincirinden dış dünyaya açılım başlar. Bebeklik çağının vazgeçilmezi olan “oyuncaklar dünyasından” başlayan bu hareketlilik, yavaş yavaş yerini arkadaş halkasına dahil etmekte gecikmez. Zaman içerisinde bu halka ve ilişkiler ağı genişlemeye devam eder.

Okul hayatıyla başlayan geniş dış dünya; ruh, akıl, düşünce ve beden dünyasında çok farklı boyutlara ulaşır. Artık vücudun kalıbı da, ruh ve kalp dünyasının hedefi, gayesi, sorumluluğu da alabildiğine genişlemektedir. Hayatın ince kıvrımları ve yol haritası içerisine nihayetinde; otorite, devlet, kanun, yönetmelik, kural ve sistem gibi birçok kompleks ve karma karışık haller girer ister istemez. Uzun ve geniş boyutlu bu yelpaze, “toplum hayatı” denen gerçeğin içine düşer ve onun bir parçası olur.

Olgunluk ve gelişme devam ederken, bir yandan da hayat çok daha karışık, zor ve sıkıntılı hale gelmeye başlar. Burası işin kırılma veya çözülme noktasıdır. Sosyal hayatın gereği olan bütün bu gerçeklerin, olayların, ilişkilerin, sorumlulukların, muhataplıkların, irtibatların getirdiği yığınla soru işaretleri ve bilinmezleri, en isabetli, en kolay, en kısa yoldan çözecek yardımcı ve rehberler hiç şüphesiz İlâhî ahkâm ve hükümlerdir. Bunların en güzel tatbikçisi de Allah elçisi Peygamberlerdir (aleyhimüsselâm).

Bu muazzam silsilenin en son, en mükemmel, en önemli, en değerli en vazgeçilmez rehberi, halkası, efendisi ve lideri ise; dost ve düşmanın tasdik ve şehadetiyle Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dır. Tarihin tesbiti, ilmin neticesi, inancın gereği, hayatın gayesi ve akışı, toplumun kabulü, insanlığın geldiği nokta hep bu hak ve hakikate işaret ediyor ve teslim ediyor.

Mühim olan bu muhteşem zatı, bu harika rehberi ve eşsiz lideri tam manasıyla bilmek, tanımak, onun getirdiği ahkâma uymak, rehberliğini ve liderliğini bütün zerratıyla kabullenip hazmedebilmektir. En azından bu yolda ciddî bir gayret ve himmet göstermektir.

Risale-i Nur mizanlarından, Peygamber Efendimizi (asm) tarif eden birkaç paragrafı nazara vererek konuyu bağlamaya çalışalım:

“Bu zâtın düsturlarıyla ve terbiyesi ve tebaiyetiyle [ona uyarak] ve arkasından gitmeleriyle hakka, hakikate, kemâlâta, kerâmâta, keşfiyata, müşahedata yetişen binlerce evliya, vahdâniyete delâlet ettikleri gibi, üstadları olan bu zâtın sadıkıyetine ve risaletine icmâ ve ittifakla şehadet ediyorlar.” (Şuâlar, 7. Şuâ, Âyetü’l-Kübra, s. 120)

“Bu zâtın, ümmîliğiyle beraber, getirdiği hakaik-i kudsiye ve ihtirâ ettiği ulûm-u âliye ve keşfettiği marifet-i İlâhiyenin dersiyle ve talimiyle mertebe-i ilmiyede en yüksek makama yetişen milyonlar asfiya-yı müdakkikîn ve sıddîkîn-i muhakkikîn ve dâhi hükema-i mü’minîn bu zâtın üssü’l-esas dâvâsı olan vahdâniyeti kuvvetli bürhanlarıyla bi’l-ittifak ispat ve tasdik ettikleri gibi, bu muallim-i ekberin ve bu üstad-ı âzamın hakkaniyetine ve sözlerinin hakikat olduğuna ittifakla şehadetleri, gündüz gibi bir hüccet-i risaleti ve sadıkıyetidir. Meselâ, Risale-i Nur, yüz parçasıyla, bu zâtın sadakatının birtek bürhanıdır.” (Şuâlar, 7. Şuâ, Âyetü’l-Kübra, s. 121)  

Cenâb-ı Hak gerçek inananları kendisine hakikî bir kul, Resûlüne (asm) ümmet, hak dâvâsına iyi bir müntesip, ailesine, dostlarına ve insanlığa iyi bir yoldaş ve kardeş eylesin. (Âmin.)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*