İnsülin Rezzaka Delildir

“Suâl: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba, asıl mal sahibi olan Allah ne fiat istiyor?Elcevap: Evet, o Mün’im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni’metlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.Başta “Bismillâh” zikirdir. Ahirde “Elhamdülillâh” şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i san’at olan ni’metler Ehad, Samed’in mu’cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir.Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, Allah nâmına başla, Allah nâmına işle, vesselâm.”

Birinci Söz

Az önce yediğimiz yemek ya da biraz sonra yiyeceğimiz yemek esnasında muhtemelen her şeyin başında ve Birinci Söz olan “Bismillah” kalbimizde ve dilimizde beliriverdi ya da beliriverecek. “Evet, O Mün’im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni’metlere, mallara bedel istediği fiyat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.” cümlesini bir an hatırladık, belki. Hayatımızın en çarpıcı gerçeklerinden olan rızık hakikatini bir kez daha hissettik ve marketler, lokantalar, “fast-food” merkezleri gibi günlük yaşantımızın ayrılmaz parçaları olan unsurlarla bu hakikati çok çarpıcı biçimde yaşıyoruz. Daha çok kalkar kalkmaz kahvaltı gündemimizin ilk maddesi olup hemen Rezzak ismi alemimize doğuyor. Öğlen ve akşam en az günde üç kez şahsi dünyamızda bu güneş doğuyor.

Şimdi bu Rezzakiyet hakikati ile alakalı zikrimizi artıracak bir durumdan bahsetmek istiyoruz. Günde en az üç kez yüzleştiğimiz bir hakikatin gerisindeki ince tasarrufu bir kez daha nazarlara sunmak arzu ediyoruz: büyük bir patlama ile oluştuğu düşünülen sistemin yıldızlar ve gezegenler şeklini alması, dünya adı verilen gezegenin oluşması yaklaşık on beş milyar yıl almıştır. Bu gelişim esnasında canlının ve insanın ortaya çıkışı muhteşem bir Rezzakiyet hakikati ortaya koymaktadır.

Yaklaşık 4 milyar yıl önce başlayan hayat serüveninin ardında DNA ve RNA moleküllerinin ortaya çıkışı ve gelişim safhaları içinde inşaa boyutuyla Hz Adem ve Hz Havva’yı meyve vermesi ve 46 kromozomlu hücreleri olan bu iki insanın hücrelerinde insanlık ağacının çekirdeğini saklanması hakikati, akıllara durgunluk verici bir gerçek. İlk DNA ve RNA moleküllerinin oluşumundan sonra iki mükemmel insanın ibda ile mi yoksa inşaa ile mi halk edildiği şu an için net şekilde cevaplandırılabilmesi belki de pek mümkün olmayan bir soru, ancak, her iki durumda da kainatın başlangıç ve sonunu bilen bir kudretin eserleri oldukları tartışılmaz bir gerçek. Bu insanların hücrelerini tanzim eden kudret, o hücreler içerisinde az önce yediğimiz yemeğin glikoza dönüşümünden sonra bu glikozların hücre içine geçmesi için lazım olan insülinin de planını yapmış olmalı.

Varlığın muhteşem silsilelerle bir insana dönüşümü ve bu insanın hayat programının kayıtlı olduğu kromozomlardan 11 numaralısında kısa kol üzerinde insülinin yapılması için lazım olan baz dizisini yerleştirmiş. Yediğimiz her yemekten sonra sindirim sistemi içerisinde en ince ayrıntılarına kadar parçalanan yiyecekler kana geçtikten sonra glukoz miktarına göre muhteşem bir iletişim ağı ile belirlenen insülin miktarı pankreas adlı mide arkasındaki organ tarafından salınarak kana veriliyor. Bütün hücrelerde 11 numaralı kromozom varken, yalnızca pankreasın Langerhans adacıkları adı verilen bölümlerindeki hücreler insülin salgılarlar. Bu salgı 11. kromozomun kısa kolu üzerindeki şifre protein sentezi şeklinde kopyalanarak mümkün olur. Daha sonra sentezlenen insülinin gittikleri hücrelerde iş görebilmeleri için adeta o ana göre hazırlanmış reseptör adı verilen bağlantı yeri vardır. Bu yerler bağlantıyı sağladıklarında kandaki glukozun hücre içine geçmesi sağlanır. Bunun ne kadar önemli bir fiil olduğunu şeker hastalarının yaşadıkları haller bize göstermektedir. Ya pankreastan insülin salgılanmasında ya da salınan insülinin reseptöre bağlanması ya da bağlandıktan sonra iş görmesi safhalarında problem yaşayan bu hastalar, ömür boyu yiyip içtiklerinin hesabını yapmak ve sürekli ilaç kullanmak zorundadırlar. Bu insanların yaşadıkları ile belki de İlahi kudret canlı varlıklar içinde ve bütün canlılık tezahürlerinin devamında çok önemli bir yeri olan bu işleyişi idrak sahiplerine hissettirmek için bu hali yaşatmaktadır. Akıl almaz bir şekilde kainat çarklarının dönüşü ile sürekli bir dönüşüm hali sergileyen rızıklar, farklı kanallarla ihtiyaç sahibi bedenlere ulaşırlar ve o bedenlerde rızkın en ince unsurlara kadar ulaştırılması ve kullanılabilmesi için gerekli sistem hazırdır. Bu sistemin planı belki ilk atomun içinde, belki de Hz Adem’in ilk hücresinde ya da hücrelerinde kayıtlıydı. Varlığın makro boyutunda muhteşem bir organizasyonla dönen ve bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaç anlarında onlara yetiştirilen rızık ilk atomla DNA ve RNA şeklindeki karmaşık moleküllerin oluşumuyla protein sentezi ile ve her bir canlının hücrelerinin tanzimiyle alakalıdır. Hepsi aynı kudretin elinden çıkıyor olmalıdır ki, ilk atomla DNA ve RNA arasındaki ve bu moleküllerle bizim hücrelerimiz arasındaki milyarlarca yıldır süren işleyişte bir kopukluk olmaz. Bu muhteşem bağlantılarla Rahmanın sofrası olan kainatta, canlılar adedince canlılardaki hücreler adedince, hatta hücrelerdeki genler adedince külli bir Rezzakiyet hakikati görülmektedir.

Bundan sonraki ilk lokmanızda bu lokmanın ağzınıza kadar ulaşabilmesi için dünya ve kainatı da içine alan büyük bir sistemin kurulu olması gereğini aklınıza getirin. Elinizdeki lokmanın o hale gelebilmesi için güneş sistemi, dünyadaki işleyişler ve bütün varlıklardaki nizamı, sonra lokmanın bedeninize girdikten sonraki geçirdiği safhaları düşünün. Bu lokmanın bedenin ihtiyaçlarına göre parçalanışını en ince ayrıntılarına ayrılışını ve glukoz haline dönüşmüş kısmının kullanılabilmesi için lazım olan insülinin parçalanmış lokmadaki glukoz kana karıştığında hazır olacak şekilde hazırlanışını tahayyül edin. Sonra bu insülinin sentezlenmesi için lazım olan DNA ve RNA’nın, dünyanın yaratılışını taa erken safhalarında hazırlandığını hatırlayın. Bütün bunların ardından Rahmanın size bu lokmayı ulaştırmak için kainatı bir sofra-i nimet şeklinde hazırladığını ve bütün hücrelerinizin her bir andaki ihtiyacını bilip onlara yetiştirdiğini tahayyül ederek zikrinizi, fikrinizi ve şükrünüzü kainat kadar, canlılar kadar ve canlılardaki hücreler kadar genişletmenin hazzını yaşayın. Rahmanın Rezzak burcunda tecellisini görmekle Onun size olan şefkatini ve muhabbetini hissedip o sonsuz sevgiye nasıl layık olabileceğinizi ve nasıl mukabele edebileceğinizin planını bu lokmayla beraber yapmaya başlayın.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*