İrade ortaya koymak

Gerek ahiret işlerinde gerekse de dünya işlerinde başarıyı sağlamanın en önemli vasıtalarından birisi o konuda ciddi bir “irade ortaya koymak”tan geçer. “İradeyi” kullanmak ve ortaya koymak için de ciddi bir “eğitime” ihtiyaç vardır.

Bu eğitimin ilk durağı ve beşiği aile ortamıdır. Sıcak aile ortamında demokratik bir şekilde eğitim almış insanlar hem toplumla, hem de kendileriyle barışık bir hayat sürerler.

Burada en önemli ve öncelikli husus karşılıklı fikrî alış verişler, başkalarının fikirlerine saygı gösterme ve mümkün olduğu kadar da istifadeye çalışmaktır.

Sosyal hayatın en küçük temel taşı olan “birey” ve o­nun meydana getirdiği en küçük ünite olan “aile” hayatı sağlam temellere oturduğu ölçüde yaşanılan hayatta başarı değerleri en yüksek seviyede olacaktır. Aksi takdirde, yanlışlar yanlışları kovalayacak ve şu anda içinde bulunduğumuz dünyadaki sosyal, siyasî, ekonomik ve ekolojik olan mevcut karamsar tabloyu tamirde insanlık oldukça zorlanacaktır.

“Dünyanın manevî bir buhran” geçirdiğini söyleyen asrın manevî tamircisi ve doktorunun teşhisine kulak veren ve bu uğurda “irade” ortaya koyan serdengeçtileri ve dava kahramanlarını, şimdiki tarihçiler “es geçse” de istikbalin tarihçileri elbetteki takdir edecek ve haklarını tamir edeceklerdir.

Bütün mukaddesatını ve varlığını bu vatanın fedakâr ve cefakâr insanları, bilhassa da gençliğinin hayatını kurtarmak için ortaya koyan Bediüzzaman Hazretlerinin Kur’ânî ve imanî olan ve her konuda en isabetli bir pusula olan fikir ve düşüncelerini anlamamakta kasten direnenler bulunsa da, takdir eden ve takip edenler her geçen gün çoğalmakta ve sahiplenmekte devam ediyorlar. Bu müthiş “irade beyanı” Türkiye’yi ve Türk insanını bir çok badireden kurtarmıştır.

Bu iradeye sahip çıkan, o­nu devam ettiren gerek bu ülke toprakları üzerinde, gerekse de bütün dünyada her ırk ve görüşten insanların sayısı her geçen gün artarak milyonlara ulaşmıştır elhamdülillah.

Geçen hafta içerisinde bu “iradenin” tatbik ve tezahürlerini bizzat görerek yaşadım. Üzerimde olan sorumluluğu gerçekleştirmek üzere, mesai arkadaşlarımın daveti üzerine gittiğim Güneydoğu illerinden Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay ve Adana’da Mersinli ve Osmaniyeli eğitimci meslektaşlarımızla meslekî meseleleri görüştük. Camiamızdaki değerli dostlarımızla gece gündüz meselelerimizi derinlemesine mütalaa etmeye çalıştık.

Cumartesi akşamı da Kahramanmaraş Yeni Asya Temsilciliğindeki salonda halka açık “Hayatı doğru okumak” konulu bir seminer verdik.

Bu seminerimizde, her konuda olduğu gibi Bediüzzaman Hazretlerinin çok nâmüsait şartlarda ortaya koyduğu “çelik iradeye” ve neticelerine dikkat çekmeye çalıştık. Çözümün bu metotta olduğunu ve bu konuda yoğunlaşmamız lâzım geldiğini vurgulamaya çalıştık. 1926 yıllarında başlattığı “İman Davasının” merhalelerinde ortaya koyduğu istikametli ve sadakatli “manevî cihadın” başarısının sırlarını anlatmaya çalıştık. Masumların burnunu bile kanatmadan, zalimlerin de tehditlerine kulak asmadan; hile ve tuzaklarına düşmeden yakalanan müthiş bir başarının sırlarını paylaşmaya çalıştık.

Hatay’da meslektaşlarımız ve camiamızla birlikte olduk. Yepyeni plan ve projeler üzerinde durduk. Adana’da, Mersin ve Osmaniye’den gelen mesai ve dava arkadaşlarımızla, kendi camiamız ve toplumun eğitimiyle ilgili konularda ciddi mesai harcayıp kafa yorduk. Ortaya “irade” koymaya karar verdik.

Netice olarak; bu beş gün süren gezim sırasında, hizmetlerimizin geleceği açısından, ilerisi için büyük ümitlerle döndüğümü rahatlıkla söyleyebilirim. Geçmişe göre bu illerimizde ve bütün ülkemiz çapında, hizmetler noktasında ciddi hamlelerin, planların, projelerin olması sevinç kaynağımız oldu.

Değerli dostlarımızla şunu paylaşmaya çalıştık: Küçük çapta da olsa, hangi alanda olursa olsun ciddi bir “irade ortaya koymak”, başarıya giden en köklü ve çözümlü yoldur ve adımdır. Yeter ki o “iradeye” gidecek yola koyulalım ve icrasına başlayalım.

Gayret bizden tevfik ve hidayet her konuda olduğu gibi yüce Allah’tandır.

İradeleri “hak yolunda” kullanmak ve devam ettirmek ümit ve duasıyla.

Not: Isparta Yeni Asya okuyucularından kıymetli dâvâ arkadaşım ve yakın dostum Halil Gelendost’un annesi, salihât-ı nisvandan Havva Gelendost’un vefatını teesssürle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz ederim.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*