İslâm dünyasını geri bırakan altı hastalık

altBen bu zaman ve zeminde, beşerin hayat-ı içtimaiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebîler, Avrupalılar terakkîde istikbale uçmalarıyla beraber, bizi maddî cihette Kurûn-u Vustâda durduran ve tevkif eden altı tane hastalıktır.

O hastalıklar da bunlardır:

1. Ye’sin (ümitsizliğin) içimizde hayat bulup dirilmesi.

2. Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.

3. Adavete muhabbet.

4. Ehl-i imanı birbirine bağlayan nurânî rabıtaları bilmemek.

5. Çeşit çeşit sârî hastalıklar gibi intişar eden istibdad.

6. Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek.

Bu altı dehşetli hastalığın ilâcını da, bir tıp fakültesi hükmünde hayat-ı içtimaiyemize, eczahane-i Kur’âniyeden ders aldığım “altı kelime” ile beyan ediyorum. Mualecenin esasları onları biliyorum.

Birinci Kelime:

“El emel,” yani, Rahmet-i İlâhiyeden kuvvetli ümit beslemek. Evet, ben kendi hesabıma aldığım derse binaen, ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki: Şimdiki âlem-i İslâmın saadet-i dünye- viyesi, bahusus Osmanlıların saadeti ve bilhassa İslâmın terakkîsi onların intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkının emareleri inkişafa başlıyor. Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmış. Ye’sin rağmına olarak ben dünyaya işittirecek derecede kanaat-i kat’iyemle derim:

İstikbal yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-ı Kur’âniye ve imaniye olacak.

Bu dâvâma çok bürhanlardan ders almışım. Şimdi o bürhanlardan mukaddematlı bir buçuk bürhanı zikredeceğim.

O bürhanın mukaddematına başlıyoruz:

İslâmiyet hakaikı hem manen, hem maddeten terakkî etmeye kàbil ve mükemmel bir istidadı var.

Birinci cihet olan manen terakkî ise: Biliniz! Hakikî vukuatı kaydeden tarih, hakikate en doğru şahittir. (İşte tarih bize gösteriyor.)

Hatta, Rusu mağlûp eden Japon başkumandanının İslâmiyetin hakkaniyetine şehadeti de şudur ki: “Hakikat-ı İslâmiyenin kuvveti nisbetinde ve Müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i İslâm temeddün edip terakkî ettiğini tarih gösteriyor. Ve ehl-i İslâmın hakikat-i İslâmiyede zaafiyeti derecesinde tevahhuş ettiklerini, vahşete ve tedennîye düştüklerini ve herc ü merc içinde belâlara, mağlûbiyetlere düştüklerini tarih gösteriyor.” Sair dinler ise bilâkistir.

Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı, s. 100-101

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*