İslâm kahramanı Adnan Menderes

Kişiler bazen fiil ve davranışları ile çeşitli unvanlar alırlar. Bunlar cesaret, kahramanlık, fedakarlık, cömertlik gibi iyi hasletlerde olur iken, bazen de zulüm, baskı, diktatörlük, acımasızlık gibi kötü hasletlerde de olabilir. Tarih içinde yüzlerce misale rastlamak mümkün. Mesela Sultan Mehmet İstanbul’u fetheden bir komutan olarak, Fatih unvanı ile tarihlere geçmiştir. Ona bu unvanı veren hadise İstanbul gibi bir şehrin fethedilmesidir. Yani o unvan mühim bir fiil neticesinde verilmiştir. Bir ölçüde kişi ortaya koyduğu hizmet ile bu unvana kesbi istihkak etmiştir.

İşte benzer unvanlardan birisi de merhum ve mazlum bir şekilde şehit edilen Adnan Menderes için verilmiştir: İslâm Kahramanı unvanı. Hem de Üstad Bediüzzaman tarafından. Bu unvanı verilme nedeni ise, hiç kuşkusuz, Ezanın asli bir şekilde okunması için Menderes’in gösterdiği cesaret ve kahramanlıktır.

Bu husus Risale-i Nurlarda şöyle ifade edilir:

“Ben çok hasta olduğum ve siyasetle alâkasız bulunduğum halde, Adnan Menderes gibi bir İslâm kahramanı ile bir sohbet etmek isterdim. Hal ve vaziyetim görüşmeye müsaade etmediği için o surî konuşmak yerine bu mektup, benim bedelime konuşsun diye yazdım.

Gayet kısa birkaç esası, İslâmiyet’in bir kahramanı olan Adnan Menderes gibi dindarlara beyan ediyorum: “ 1

Niçin İslam Kahramanı unvanı verildiği ise yine şöyle beyan edilir:

“Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyet’e ciddi taraftar Dâhiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyet’in kahramanı olan Adnan Bey’e ve Tevfik İleri gibi mühim zatlara bir hakikati söylemektir ki:

Hem Demokrat’a ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risale-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok taraftar olmak ve âlem-i İslâm’ı, hattâ bir kısım Hristiyan devletlerini de memnun etmek için Ayasofya’yı muzahrefattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır. Ben ise bu mesele için otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zatların hatırı için başka yere gitmedim.“ 2

Burada Üstad ezan meselesi nedeniyle bu unvanı verdiğini ifade ederek, Demokratlardan Ayasofya meselesini de çözmelerini tavsiye eder. Demek ki Menderes’e İslam Kahramanı denmesinin sebebi ezan meselesi. Yani İslam’ın en mühim bir şeairi olan ezanın aslına çevrilmesi için yaptığı hizmettir. Bu nedenledir ki, bu gün okunan her bir ezandan mutlaka ki Menderes’in amel defterine mühim bir sevap yazılmaktadır ve bu durum kıyamete kadar devam edecektir.

İşte Hazreti Üstad da bu durumu keşfen gördüğünden dolayı bu çok mühim hizmet ve azim sevap için ona İslam Kahramanı unvanını vermiştir. Bu unvan cemiyet tarafından da kabul görmüştür ki, Menderes’in muhalifleri bile bu gün onu rahmetle anmaktadırlar.

Peki bu sıfat ve unvanı başkalarına da vermek mümkün mü?

İsteyen istediği kişiye istediği sıfat ve unvanı verebilir, buna engel olmak mümkün değil. Ancak Risale-i Nur dairesi içinde olan kişilerin bu unvanı olur olmaz kişilere vermeleri en azından Üstadın ve Menderes’in hatıralarına karşı soğuk bir taklitçilik hükmünde olur diye düşünüyoruz. Öyle ki Üstad derecesinde birisi olacak ve Menderes gibi tüm Müslüman dünyasında etki yapacak ezan gibi bir hizmeti ortaya koyacak ki, bu unvan ona verilebilsin. Bu gün birisi Ayasofya’yı bile açmış olsa ona bu unvanı vermek uygun olmaz. Çünkü bu durum ezan meselesi derecesinde olmaz.

Ancak yine de, şayet Ayasofya açılmış olsa idi, belki bu yakıştırmanız uygun olmasa da makul karşılanabilirdi. Ancak hiç de hak etmeyen insanlara İslam Kahramanı unvanını yakıştırmaya çalışmak soğuk kaçıyor. Bu en azından Üstad ve Menderes’in  hatırasına karşı basit bir taklitçilik hükmünde olur ki, Nur camiası içinde olanlar bu gibi yakıştırmalardan uzak durması gerekir.

Dipnotlar:
1- Emirdağ Lahikası, s. 172
2- A.g.e,  s. 235

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*