İstanbul’da Ramazan

Ve Ramazan…

Hayata ayrı bir mânâ kazandırır.

İstanbul’da Ramazan bir başka yaşanır.

İstanbul’u İstanbul yapan mabedleridir.

 

Süleymaniye’den Eyüp Sultan’a, Sultanahmed’den Üsküdar’a, Beyazıt’tan Yeni Cami’ye…..

Minarelerden yükselen ezanlar çevresindeki sakinleri ayrı dünyalara götürür.

Her bir semti ayrı bir tarihi anlatır insanlara….

Sosyal hayatın şekli tamamen değişir.

Oruçları zevk ile tutulur, teravihleri huşu ile kılınır.

Bediüzzaman Hazretleri İstanbul’a “Dünya Cenneti” demişti.

Avrupalı bir düşünür ise: “Dünya bir büyük ülke olsa, başşehri İstanbul olurdu” demiş.

Ben Ramazan’ın birkaç gününü İstanbul’da geçirdim.

Bir ömrün tamamını İstanbul’da geçirmek isterdim.

Her şeyin güzel cihetine bakmalıyız.

İstanbul buram buram İslâmiyet kokar.

Risâle-i Nur’un insanlık âlemine ulaştığı en önemli merkezidir.

Bu kelimeler ile ifadesi zor bir şeydir.

Ramazan’ın zaten anlatılması zordur.

Yaşanır sadece…

Hem de doyasıya….

Sahur ve iftarlarının bereketi bir başkadır.

Kur’ân okunur, Kur’ân dinlenir…

İnsanın fakirliği, acizliği anlaşılır Ramazan’da.

Nefsin doymak bilmez serkeşliği ancak bu ayda ıslâh-ı nefs eder.

Sosyal hayat alışılagelmişlikten çıkar, hayat başkalaşır.

İstanbul’da Ramazan’ı, ancak İstanbul’da olanlar daha iyi anlar.

Özellikle sur içinde ikamet edenler…

Her gecesi bir bayram havasında yaşanır.

Masum yavrular, idrakli gençler, beli bükülmüş ihtiyarlar camilerin süsüdürler.

Tarihî camilerde binbir hatıra ile huşû içinde secdeye giderler.

Bir başkadır İstanbul’da Ramazan..

VECİZE

Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir.

Bediüzzaman, Mektubat, s. 393

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*