İşte şimdi oldu, ama devamı gelmeli…

Yetişemediğimiz hızlı gündem arasında bir haber dikkatimizi çekti. Bu, bizim de üzerinde tahşidat yaptığımız ve iki-üç makalede de mevzu-u bahis ettiğimiz bir şeydi.

TBMM’nin koruma işi artık askerden alınarak, bizlerin de arzusu bu olan, yani doğrusu olan, polise devredilmişti. Bu haberi duyunca çok sevindik ve “İşte şimdi oldu. Ama, bunun devamı da gelmeli. Bu şekilde, yıllardır yapılan diğer yanlışlar da düzeltilerek, milletin arzusu yerine getirilmeli” dedik.
TBMM’ye her gidişimizde, hoş olmayan o manzarayı görünce hep rahatsız oluyorduk. Gûya Meclisi koruyordu askerler. Ama değil, asker Meclisi tarassut altında tutuyordu ve her ihtilâl neticesinde de bu böyle olmuştu. Muhafazadan ziyade, yani icap ettiğinde, muhasara vazifesini görüyordu.

Halbuki polis ile bu iş pek alâ da görülebilirdi, ama militarist kafa bu işe pek yanaşmıyordu. Nihayet milletin arzusu yönünde bu iş de oldu şükür.

Şimdi, kambur gibi olan buna benzer diğerlerine sıra geldi. İlk yapılacak olan aynı şekilde, hemen Cumhurbaşkanı muhafız alayını da kaldırarak, yerine yine özel yetiştirilmiş polis birimleri yerleştirilmelidir. Yani, Cumhurbaşkanı nereye gitse, tepesinde dikilen subay görüntüsünden rahatsız olmayan var mıydı?

1930’lu yıllardaki Türkiye’nin şartlarında ihdas edilerek, dahilî asayişi sağlama işinde istihdam edilen jandarma da artık kaldırılarak, dahildeki bütün emniyet ve trafik işleri polise devredilmelidir. Jandarma, polis yerine kullanılmamalıdır. Hem askerden, hem polisten trafik görevlisi olmamalıdır. Doğrusu olan, trafik polisi ile bu iş yapılmalıdır. Tabiî, dediğimiz gibi, dahildeki bütün asayiş ve emniyet işlerini de polise bırakarak.

Milletin, hem maddî, hem zaman ve hem de işine gücüne mani olan ve kimseye de pek faydası olmayan; 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim merasimleri kaldırılmalıdır. Her sene 10 Kasım’da milleti zoraki ağlama duvarına soktukları törenlere de son verilmelidir.

Aklımıza gelen bu militarist bağlantılı şeylerden sonra, yıllardır milletin elinden zorla aldıkları hakları iade edilmelidir. Bu meyanda; Ayasofya Camii derhal açılmalıdır. Milletin dininin imanının önüne konulan engeller kaldırılmalıdır.

Hülâsa, millet rahat ettirilmelidir. Yıllarca bu millete tasallut eden ekalliyetin tasallutu kaldırılıp, ekseriyetin saadeti, refahı, huzuru sağlanmalıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*