İzmir’de bir eviniz var

İzmir’de bir eviniz var. İçinde evlâdınızın Risale-i Nur hakikatlerini öğreneceği… Risale-i Nur’un cemiyete açılan gözü, kulağı, eli, dili olan… Yediden yetmişe herkesin, içinde huzur bulacağı…

Şahs-ı manevîye gülen, şahs-ı manevîyi kucaklayan, şahs-ı manevîye zemin olan…
İman ve Kur’ân hizmetine kıyamete kadar hami olacak…
İmam-ı Ali’nin (ra) kerametine, Gavs-ı Azam’ın (ks) himmetine mazhar…
Bediüzzaman’ın (ra) gözyaşlarını kıyamete kadar taşıyacak…
Risale-i Nur’un dâvâsını cihana ilân edecek…
İzmir’de bir eviniz var!
***
Evet;  İzmir’deki eviniz, Risale-i Nur Külliyesi, nam-ı diğer İzmir Yeni Asya Kültür Merkezi 4 Temmuz 2012 Çarşamba Günü akşamı, Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece, Ümmet-i Muhammed’in (asm) beratını aldığı Berat Kandilinde-–inşaallah—hizmete açılıyor.
Temeli 29 Mayıs 2011 günü atılmıştı.

Cemaatin kasasında pek parası yoktu aslında. Yeri alındıktan ve projesi kabul edildikten sonra hele bir temel atalım da, dört beş seneye kadar toparlarız kanaati vardı. Beş senede ruhsat alınmazsa ruhsat iptal olur dediler.

Allah büyük dendi.
Biraz gayret edilirse iki senede kabası biter ve diğer yerlerin ince işleri devam ederken salonda ders yapmaya başlarız dendi.

Başlangıçta çok değerli bir ağabeyin yüz bin liralık katkısı besmelemiz oldu.

Ondan sonra birkaç tane buna yakın katkılar geldi.

Fakat araya Somali girdi, Van girdi-–Allah o bölgeler halkına sıhhat ve selâmet versin—; öyle kelli felli bir katkı olmadı. (Veya beklediğimiz büyük himmetlerin bir kısmı kaçtı. Helâli hoş olsun.)

Bir dershane satıldı, kaynak olarak kullanıldı.
Cemaatin canını dişine taktığını, etinden tırnağından arttırarak bir kuruşla da olsa katkı yapmaya çalıştığını unutamam!  

Bir kuruş katkısı bulunan bulunmayan herkesten Allah razı olsun.
İşleri birinci elden takip eden Salih Zernekli Ağabey hiç borçtan kurtulmadı.
Dün binayı gezdim. İnanın; inanamadım!

Fayanslar, mermerler bitmiş; merdiven korkulukları yapılıyor; laminantların tamamı odalara indirilmiş; ders salonunun iç boyası, tavanı, elektrik, ses ve görüntü sistemleri, laminantı bitmiş; çekyat ve halı siparişi verilmiş; kapıların bir kısmı ve pencereler yolda; asansör verilmiş; elhamdülillah.

Eksikler daha çok var şüphesiz.

Borçlar da var.
Ama işlerin bir yılda bu dereceye geleceğini ve bir yılda açılış yapabileceğimizi hiç mi hiç tahmin etmiyorduk!

Sadece ihtiyaç şeditti! Cemaat duâsını ihtiyaç diliyle yapıyordu.

Bir de bir sır söyleyeyim: İsmail Mermer Ağabey diyor ki: “Kasamızı hiç saymadık! Ne hayır ve himmet edenler kendi kasalarını saydılar, ne de külliyenin işlerini takip edenler külliye kasasını saydılar! Ne ihtiyaç olduysa Rabbim gönderdi, ne geldiyse harcandı. Hiç daralmadık.”

Nasıl oldu anlayamadım; ama gördüğüm kadarıyla hayır kaçmaya başlamış artık!

Bir tuğlam, bir taşım, bir kapım, bir laminantım, bir karış boyam, bir kapı kolum, bir çeşmem de benim olsun diyen için çok sınırlı stok (hayır stoku) kalmış.

Yetişen alıyor!
Alan, duâ-yı üstadanelerine mazhar oluyor.

Ve İzmir, milâdî 2012 yılının dört Temmuzunda; Peygamber Efendimiz’in (asm) nısf-ı Şaban dediği ve beşerin mukadderatının yazıldığı gece olan hicri 1433 yılının on beş Şaban gecesinde, Berat Kandilinde, beratını alan ellerin ve dillerin duâlarıyla bu binayı hizmete açacak inşallah!

Bu bayrama; bu sevinci, bu kıvancı paylaşmaya dâvetlisiniz.
Gelin; şeref misafirimiz olun.
Unutmayın: Artık İzmir’de bir eviniz var.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*