Japonya’da bir Said

Okuduğu iki farklı kitapla hayatı değişen Japonya’lı Keisuke Toda (Said), İslam’ı seçtikten sonra özgürleştiğini söyledi.

Tekvir Sûresi’nden bir kaç âyetin imdadına yetiştiğini söyleyen Japonyalı Keisuke Toda, İslâm’ı tanıdıktan sonra gerçek özgürlüğe kavuştuğunu ifade etti. Araştırmaları sonucunda 2010 yılında Müslüman olan Japonlar arasına giren ve “Said” ismini alan Keisuke Toda, Müslüman olduktan sonra gerçek manada mutluluğu yakaladım” dedi.

japonyada-bir-said

Müslüman olduktan sonra bütün ilgi alanının İslâm ve popülizm olduğunu anlatan Said, “İslâmla şeref bulmadan önce Budist olduğum söylenebilirdi. Fakat putlara hiç tapmadım. Tapınağa yılda sadece bir defa giderdim. Din ve mezheplerle ilgilenmiyordum. Bir gün İslâmî bir kitap okudum. İslâm dini hakkında düşünmeye başladım. Bu evrede araştırmalarım devam etti. Efendimiz Hz. Muhammed’in (asm) hayatını anlatan bir kitap daha okudum. Efendimizin (asm) hayatı beni derinden etkiledi.” dedi. Müslüman olmaya karar vermeden önce duygularının karmakarışık olduğunu söyleyen Said, “Biraz huzursuz oldum. İki tercihle karşı karşıyaydım. Bütün Japonların yaptığı gibi yaşamaya devam etmek veya Müslüman olmak. Japonya’yı çok iyi biliyordum. Orada bir çok kötü olaylara şahit oldum. İslâm bu kötü olaylardan insanı uzak tutuyor. Güzel bir din. Zaman geçtikçe İslâm’ın mükemmel bir din olduğunu düşünmeye başladım. Lâkin Müslüman olmadım. İslâm hakkında derin tefekkürler etmeye devam etmeme rağmen halen Müslüman değilim diyordum. İki tercihin tam ortasındaydım.” şeklinde konuştu.

Tekvir Suresi ile sarsıldım

“2010 yılında Halep’e geldikten sonra, Müslüman olmanın önemi hakkında ciddî ciddî düşünüp araştırdım” diyen Said, “İlk kez oruç tuttum. Müslümanlar gibi oruç tutmaktan çok şey öğrenmiştim. Japonya’ya döndükten sonra oruç tutmanın yeterli olmadığını düşündüm. İslâm’ın beş, imanın altı şartı var. Kur’ân’dan bir âyet imdadıma yetişti. Ve Müslüman olmaya karar verdim. ‘O Kur’ân, âlemler için yalnızca bir zikirdir; sizden dosdoğru bir yön tutturmak isteyenler için. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.’ (Tekvir Sûresi: 27-29) Bu âyeti ilk duyduğumda, korku ve Allah’a karşı hürmet hissettim. Bu âyeti okumadan önce iyi işler yapmaya çalışıyor ve henüz Müslüman olmasam da Allah’a inanıyordum. Ama onu okuduğumda, gerçekten hissettim ki Allah’ın istemediklerinden olmak istemiyorum.” dedi.

İslâm’la hakikî özgürlüğe kavuştum

“İslam bana hakikî özgürlüğü bahşetti” ifadesini kullanan Said, “Dr. Okuda’nın her zaman dediği gibi: ‘Müslüman, bir şahsa veya âlime; hatta anne-babasına bile kul olmaz. Sadece Allah’ın kuludur; ve özgürlük de budur. Bu özgürlük başkalarına zarar vermez, çünkü özgürlük hakikî olmadığında, muhakkak ki birilerine zarar verir. Bu yaklaşımın hem bana hem de başkalarına faydası var.’ Müslüman olduktan sonra hayatımda hiçbir şey eksik değil. İslâmla birlikte hakiki mutluluğu yakaladım.” şeklinde konuştu.

İslâm’la mutlu oldum

Dünyada ve ahirette mutlu olmanın yolunun Müslüman olmaktan geçtiğini belirten Said, İslâm dışında bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. İslâm’dan başka bir yola göre doğru şeyi yapsan da, sonuçta sen mutlu olabilirsin, ama yine de etrafında mutsuz insanlar olacaktır. Japonya’da, özellikle de ahlâk kurallarıyla ilgili görüşlerin çoğu İslâmî görüşlere benziyor. Bu, Müslümanlar ve Japonlar arasında paylaşılan bir şey. Buna rağmen eğer İslâmî yola uyarsan, herkes yüzde 100 mutlu olacaktır. Çoğu din mantığı bir kenara bırakıp ruhsal itaat istiyor. İslâm ise ikisini birden istiyor. Hem kalbim hem aklım ikna olduğundan Müslüman oldum. Kalbin akılla veya aklın kalple çatışmaması çok önemli.” dedi.

Merve İriyarı / İzmir

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*