Kadir Gecesi

İnsanlar arasında yaşayış itibariyle farklılıklar olduğu gibi zamanlar içinde de farklı olanları vardır.

Çiftinde çubuğunda kendi özel işi ile uğraşan insan olduğu gibi, sadece kendinden sorumlu olmayan veya bir memleket ahalisinin sorumluluğunu üstlenen insanlar da vardır. Sultan olmak büyük şeyleri üzerinde taşımayı gerektiriyor.

Zamanın içinde de sultan konumunda olan anlar vardır. Bunlar zaman içine serpiştirilmiştir. Hafta içinde Cuma gecesi, Ramazan ayı içinde de Kadir Gecesi gibi. Bunların bir kısmının vakti bellidir. Ancak Kadir Gecesinin vakti Ramazan ayı içine saklanmıştır. İnsanlar onu yakalamak adına bütün Ramazan ayını dikkatli bir şekilde yaşasınlar diye o ay içine gizlenmiştir.

Bazı şeylerin gizlenmesi onu dikkatli kullanmaya vesile olur. Meselâ, insanın eceli gibi. Eğer vakti muayyen olsaydı, insan yarı ömrünü gaflet içinde geçirecekti. Onun için ecelin vaktinin gizlenmesi insanı daha dikkatli yaşamaya sevk etmektedir.

Kadir Gecesi de Ramazan ayı içine saklanmak suretiyle bütün Ramazan ayının her gecesi Kadir Gecesi imiş gibi dikkatli şekilde ihya edilmesi istenmiştir. İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah’a (asm) Kadir Gecesi (Ramazan’ın neresinde?) diye sorulmuştu. O, ‘Ramazan’ın tamamında!’ diye cevap verdi.” (Ebu Dâvud, Salât, 324, (1387).)

Bu gece ile ilgili olarak Kur’ân’da müstakil bir sûre vardır. Allah Kur’ân’da bu geceye bir sûre ayırıyorsa bu gece bizim hayal ettiğimizden çok daha büyük bir öneme sahip demektir.

“Biz Kur’ân’ı, Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir Gecesi (içinde Kadir Gecesi olmayan) bin aydan hayırlıdır.” (Kadr Sûresi)

Bu dünyanın en önemli hadiselerinden biri Kur’ân-ı Kerîm, biri de Peygamber Efendimizdir (asm). Kadir Gecesi bu ikisinin buluşmaya başladığı zamandır. Düşünelim, içinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı bir gece. Bu seksen üç senelik bir ömür demektir.

O gece, başta Cebrail (as) olmak üzere yeryüzü melek akınına sahne olmaktadır. Allah’ın bu günahsız kulları dünyamıza inmekte ve tan yerinin ağarmasına kadar yeryüzüne esenlik vermektedirler.

Bunlar az şey mi?

İnsan için akıl nasıl önemli bir hususiyet ise, kâinat için de Kur’ân öyledir. Dünyamızın aklı da Kur’ân’dır. “Evet, evet, evet! Eğer kâinattan risâlet-i Muhammediyenin (asm) nuru çıksa, gitse, kâinat vefât edecek. Eğer Kur’ân gitse, kâinat divâne olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyâreye çarpacak, bir Kıyâmeti koparacak.” (Sözler, s. 103)

Buhârî’nin Hz. Aişe’den kaydettiği bir rivayette, Resûlullah (asm) şöyle demiştir: “Kadir Gecesini, Ramazan’ın son onunda arayın.”

“Kadir Gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.” (Buharî, Terâvih 1,)

Kadir Gecesi, şahsınıza, ailenize ve bütün insanlığa, özellikle darda kalmış, sıkıntı ve elemler içinde kıvranan Müslüman coğrafyasındaki insanlara hayırlara vesile olsun, duâlarınız ve amelleriniz Allah’ın rızasına vesile olsun. Âmin!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*