Kainatın DNA’sı ve Genetiği

“Hem sabıkan ispat edildiği üzere, şu kâinatın Sânii, birinci işkâlin cevabında gösterilen makàsıd için, şu kâinatı bir saray suretinde yapmış ve tezyin etmiştir. O makàsıdın medarı zât-ı Ahmediye (a.s.m.) olduğu için, kâinattan evvel Sâni-i Kâinatın nazar-ı inâyetinde olması ve en evvel tecellîsine mazhar olmak lâzım geliyor. Çünkü birşeyin neticesi, semeresi evvel düşünülür. Demek, vücuden en âhir, mânen de en evveldir. Halbuki, zât-ı Ahmediye (a.s.m.) hem en mükemmel meyve, hem bütün meyvelerin medar-ı kıymeti ve bütün maksatların medar-ı zuhuru olduğundan, en evvel tecellî-i icada mazhar, onun nuru olmak lâzım gelir.” 1

Şu koca kainatın çekirdeği insandır. Yani kainat insanın mahiyet ve özelliklerinden yaratılmış. Şu kainatı büyük bir şecere, azim bir ağaç olarak kabul edersek atomlar ve moleküller ve madenler gövde ve kökleri olarak tanımlanabilir. Bitkiler ve nebatat ise dalları hükmünde, hayvanlar ise çiçekleri gibi gözükür. İnsan ise bu büyük kainat ağacının meyvesi olarak kabul edilebilir.

Çünkü şu görünen kainatta insandan daha yetenekli, daha kabiliyetli, daha akıllı ve daha değerli bir mahluk yoktur. Nasıl ki, bir ağacın en önemli cüzü meyvesidir. Aynı zamanda meyve itibari ile çekirdeğidir. Çünkü o ağacın aslı da o çekirdekten yaratılmaktadır. Öyle de kainat ağacının de en mühim cüzü insan meyvesidir. Zira aynı şekilde kainatın çekirdeği de, bir ağaçta olduğu gibi, insandır.

Bu büyük ve azim bir hakikattir. Ancak bu hakikati akına sığıştıramayan bazı kişileri Üstad şöyle ikaz eder:

“Ey müstemi! Şu acip kâinat-ı azîme bir insanın cüz’î mahiyetinden halk olunmasını istib’âd etme. Bir nevi âlem gibi olan muazzam çam ağacını, buğday tanesi kadar bir çekirdekten halk eden Kadîr-i Zülcelâl, şu kâinatı nur-u Muhammedîden (aleyhissalâtü vesselâm) nasıl halk etmesin veya edemesin?”2

Mezkur ifadeye göre kainatın çekirdeği insandır. En mükemmel insan olmak itibari ile bu çekirdek ise Peygamberimizin(asm) nurudur, ruhudur, mahiyetidir, maddi ve manevi hayat-ı Muhammediyedir(asm).

Nasıl ki, bir çam ağacının bütün programı ve teşekkül kanunların çekirdeğinde yazılmış ve o koca çam ağacı da o küçücük çekirdekten yaratılmış ise, kainat da çekirdeği olan nur-u Muhammedîden (aleyhissalâtü vesselâm) yaratılmıştır. İlim ve akıl bunu doğrulamaktadır.

Yine aynı şekilde o çam ağacının yaratılışı, çekirdeğinde bulunan DNA ve genetik şifreler içine yazılmış olan yazılar üzerine bina ediliyor ise, benzer şekilde kainatın DNA’sı ve Genetiği de yine nur-u Muhammedîdir (aleyhissalâtü vesselâm) denilebilir.

İşte nur-u Muhammedi, hayat-ı Muhammedi, ruh-u Muhammedi, mahiyet-i Muhammedi dediğimiz esas unsur, esas çekirdek ise kainatın DNA’sı ve Genetiği olan azim bir hakikattir ki, Zat-ı Zülcelal bu yazıları açarak kainatı yaratmış.

İşte Kainatın bütün plan ve programını ihtiva eden ve DNA’sı ve genetiği hükmünde olan nur-u Muhammedinin(asm) en evvel San-i Kainatın nazarında olması gerekir. Çünkü bir şeyin neticesi en evvel düşünülür ve planlanır.

İnsanların yaptıkları işlerde bile böyle bir hakikat vardır. Mesela bir üretim yapacaksanız, bir fabrika kuracaksanız ilk önce üreteceğiniz mamulün bütün detayları ile plan ve programını hazırlamanız gerekir.

Diyelim ki mükemmel bir otomobil üretmeye karar verdiniz. En öncelikli olarak o otomobilin tüm özelliklerini ve nasıl bir işlev göreceğini tüm detayları ile planlar ve programlarsınız. Bu otomobilin en küçük detayına kadar üretim programını kayıt altına alırsınız. Sonrasında o otomobili üretecek fabrikayı inşa etmeye başlarsınız.

Öyle ki fabrikanın tüm bölümleri baştan sona otomobil üretmeye dönüktür. Adeta fabrikanın her bir bölümünde o otomobilin plan ve programı çalışır. Ki, fabrika o istenen otomobili üretmiş olsun. İşte bu noktada fabrika sahibinin bu fabrikayı yapmaktan maksadı o otomobildir ve ilk düşünülen şey de o otomobilin nuru ve ruhu hükmünde olan o otomobilin plan ve programıdır dense yanlış olmaz.

Aynı bu misal gibi, madem şu kainat insanı netice vermek için yaratılmış. Her şey insan ve insan hayatına hizmet eder. Öyle ise kainat sahibinin en önce icadına mazhar olan şey insandır ve insanın mahiyetidir. En mükemmel insan da Ruh-u Muhammedi(asm) olduğuna göre bu çekirdek Nur-u Muhammedidir (asm) dense büyük bir hakikat iade edilmiş olur.

Demek ki Kainatın DNA’sı ve Genetiği hükmünde olan Nur-u Muhammedi denen yazılım kainatın aslı, esası ve çekirdeğidir. Amenna ve saddakne…

Dipnotlar:
1- 31. Söz , s.789
2- Sözler, 31. Söz, Üçüncü Esas

Benzer konuda makaleler:

2 Yorum

  1. Otomobil fabrikasındaki üretimin nasıl devam edecegi,hangi modellerin sırasıyla uretilecegide belli bu da kader programını gösteriyor,degil mi?

  2. Çok güzel ifade, şerh edilmiş.
    Birde mümkün ise aktuel olan, bu perspektifte, “insan eliyle” meydana gelen çevre kirliliğinin mahiyeti nasıl yorumlanabilir?? Saygılarımla. H.Y.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*