Kamyona vecizeler yazıp şehir şehir geziyorduk

Şanlıurfa’nın bir Nur çınarı olan 71 yaşındaki Halit Ağabey ile gençlere örnek olması için sohbet gerçekleştirdik. Hatıralarını dinledik ve tavsiyelerini not ettik.

Merhaba Halit Ağabey, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Benim ismim Halit Rüzgar. Şanlıurfa’da doğup büyüdüm. Burada ikamet ediyorum. 12 çocuğum var. Çocuklarımın çoğu Risale-i Nur eserlerini okuyor elhamdülillah. Özellikle kızlarım bu konuda daha istekli. Ev sohbetlerimizde Risalelerden sohbet etmeyi seviyoruz. Ve gazetemizi her gün takip etmeye çalışıyoruz. 65 yıllık hayatımda tek istediğim Hâlık’ımın beni Yeni Asya’nın, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinden ayırmaması. Rabb’im hepimizi bu camiada kalabilmeyi nasip etsin. Amin.

ÜSTAD’IN VEFAT ETTİĞİ GÜN

Peki Halit Ağabey bize Risale-i Nurla nasıl tanıştığınızdan ve hatıralarınızdan bahseder misiniz?

13 yaşlarındayken Üstad Urfa’ya gelmişti. Üstadın vefat ettiği gün, o gün ikindiden önce hava kararmış, ardından yağmur, çamur şeklinde yağmıştı. O zamanlar Risaleleri tanımazdım. Üstad’ın cenazesi götürülürken çocuk halimle katıldım ben de topluluğa, lâkin o kadar kalabalıktı ki ancak dükkânların diplerinden gidebiliyordum.

Ben aslında önce cemaatle tanıştım. Cemaatin içinde kalabilmeye çalışıyordum. O zamanlar okuma-yazma bilmiyordum. Zaten okula da hiç gitmedim. Okuma yazmayı bir arkadaş vesilesiyle öğrenebildim. Ondan sonra Risale-i Nur eserlerini okumaya başladım.

KAMYONUMUZA VECİZELER YAZIP TAŞIMACILIK YAPIYORDUK

Ağabeyimin kamyonu vardı. Taşımacılık yapıyordu. Ben de ona yardımcı oluyordum. Kamyonunda yazılar vardı Risale-i Nur’dan. O yazıları çok iyi hatırlıyorum.

O yazılardan biri şöyle idi:

“Takdir-i Hüdâ kuvve-i bâzû ile dönmez,

Bir şem’a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez.”

“Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası. İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.”

Biz o kamyonla şehirlere taşımacılık yaparken, ağabeyim aynı zamanda Risaleler de taşıyordu. Onları şehirden şehire tanıtmaya çalışıyorduk.

Bir gün polisler geldi. Kamyondaki yazılardan birileri şikâyetçi olmuş. Savcı da vardı yanlarında. Yazıların silinmesini istedi. Tabiî ki biz yazıları silmedik. Savcı peşimizi bıraktı. Biz de kamyonla oradan uzaklaştık.

İlk Risale-i Nur derslerine ne zaman gitmeye başladınız?

Kamyonla Adana’ya gittiğimizde ağabeyim beni de derslere götürmeye başladı. Fakat benim okuma yazmam olmadığı için ilk önce cemaatle tanıştım. Risaleleri sonra arkadaşımın vesilesiyle okumayı öğrenebildim. Bu sıralarda Yeni Asya Gazetesi’yle de tanıştım. Gazetenin çok büyük faydasını görüyordum. Her gün gazeteyi takip edip fikir yürütemediğim konuları anlayabiliyordum.

TAKLİTTEN TAHKİKE ÇIKMALIYIZ

Halit Ağabey günümüzdeki gençlerimize hizmette gayret gösterebilmeleri için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

Sadece gençlerimizin değil yaşlılarımızın, çocuklarımızın, hepimizin tahkiki iman seviyesine çıkmamız, hem içtimaî hayatımızda hem uhrevî hayatımızda istikameti tutturabilmeyi, günahlardan sakınabilmeyi sağlar. Bütün hastalıklarımızın yegâne sebebi taklidi imandan kurtulamadığımız için ya da hep taklit kalıntılarının olması sebebiyledir. Taklitten dolayı önümüze sıkıntılar, sorunlar gelmektedir. Kardeşimizin kusurunu görmezden gelmeliyiz. Bizim ihtiyacımız olan uhuvvet, ihlâs sâdâkat..

Hayatınız boyunca Risale-i Nur hizmetleriyle ilgili ‘keşke yapsaydım’ dediğiniz bir şey var mı?

Ben ömrümün çoğunu Üstadın yanında bulunan Nur Talebeleri gibi yaşamayı çok isterdim. Ben onların yanında kendimi Nur Talebesi olarak görmüyorum. Ben Nur Talebelerinin camiası olan Yeni Asya camiasının şahs-ı manevisinin küçük bir parçası olmak arzusundayım. Onların içinde bulunmaya çalışıyorum. Cenâb-ı Hak’tan niyazım, ölürken günah cihetinde ölmeyi, sevap cihetinde şahs-ı manevinin sevabına dahil olabilmeyi nasip etmesi. Amin.

Nur cemaati içerisinde istikamette kalabilmenin sırrı nedir sizce?

Ben imkân elime geçtiği her zaman Yeni Asya Gazetesi’ni okurum. Köşe yazılarını takip ederim. Hatta Risale-i Nur’da tam anlayamadığım meseleleri, gazetedeki yazarların yazılarıyla daha net anladığımı fark ediyorum. Bu yazıları Risale-i Nur’un şerhleri olarak anlıyorum. Gazete bizim lâhika mektubumuzdur.

Rabbim Yeni Asya’nın ve bütün Nur Talebesi kardeşlerimizin yardımcısı olsun, kalemini doğrudan ayırmasın, fitnecilere fırsat vermesin, hepimizi ihlâs-ı taame ulaştırsın, bizleri Yeni Asya’nın şahs-ı manevisinden ayırmasın. Amin.

Röportaj: Eyyüp Dağ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*