Karaman’da Kutlu Doğum tevafuğu

Maziden gelen mübarek beşaretler, işaretler gölgesinde, gelecek her yılın daha muhteşem kutlamalara muhatap olacağını var gücümüzle ve kemal-i ihtiram içinde bütün konuşma ve konferanslarımızda beyan etmiştik.

Lillahilhamd şükürler olsun Efendimizi (asm) bize gönderene. Ayrıca hizmette sınır yoktur, bilhassa “Kutlu Doğum” denilince akan sular durur, bağıranlar susar ve manevî iklim hâkim olur her yere. Efendimize (asm) salâtü selâm ile her yere girmek ve her yerde haykırmak, fani hayatımızın incileri ve sönmez mühürleridir.

Efendimiz, Peygamberimiz (asm), canımız cananımız, sevgililer sevgilisi (asm) için Türkiye’mizde ve bütün dünyada Kutlu Doğum’unun 1442. sene-i devriyesiyle ilgili programlar icra edildi ve edilmektedir. Ne bereketli bir Nisan ayı, sanki mübarek Nisan yağmurları gibi. Düşünüyorum, Efendimiz (asm) olmasa idi acaba Nisan yağmurları olur muydu? Kâinat olmazdı, Nisan yağmurları nasıl olsun? Bu mânâ ve bu hizmet çerçevesinde Hz. Mevlânâ’nın annesi Mü’mine Hatunun medfun bulunduğu mekânda ve Hz. Yunus Emre’nin kara toprağında iki konferans verdik. Birisi Karaman Cezaevinde, diğeri Belediye kadın kolları konferans salonunda ve bütün halka açık… Konumuz: “Müjde Peygamberi (asm)”

Valilik, Belediye, Millî Eğitim ve sâir kurum ve kuruluşların müşterek el uzattıkları ve himmet gösterdikleri Kutlu Doğum Haftası büyük bir katılımla Hz. Mevlânâ’nın annesinin medfun bulunduğu Aktekke Dergâhı’nın karşısındaki büyük meydanda deruhte edildi. Tevafuğu açıklamak istiyorum, o da şudur: Müthiş yağmur neticesinde üçüncü gün açık alandaki programlar iptal edildi. Fakat bizim konferans sırlar âlemi olacak, kapalı alanda ve mezkûr konferans salonunda. Böylelikle program bütün güzelliğiyle devam etti. Sami Bey gibi civanlar taa köylerden insanları münibüsleriyle taşımışlar, salâvatlar bir yandan, yağmur bir yandan…

Kâzım Karabekir’den, Bozyazı’dan, Tekeli’den, Konya Ereğli’den, Ermenek’ten, Mut ilçelerinden ve sair beldelerden gelenlerin huzurunda Peygamber Efendimizi (asm) dar zaman dilimine sığdırmak mümkün değil. O Zat-ı Nuranîyi (asm) en güzel anlatan âyet-i kerimeleri, onun (asm) müjde hadislerini ve başta Hz. Bediüzzaman olmak üzere ta Mevlânâların, Yunus Emrelerin kendi dillerinden  Efendimizi (asm) anlattık ki, bizim de naciz ve kemter sözlerimiz güzelleşsin ve Efendimizin (asm) ruhanîyatı tecelli eylesin. Peygamberimize (asm) doyulur mu hiç? Bazı isimlerini verdiğim ve sözlerini naklettiğim Batı dünyasının görkemli insanları dahi, Efendimize (asm) hayran, doyamıyor ve Müslüman oluyorlar. Bazıları aşikâr, bazıları şimdilik gizli olarak…

Aynı manada Karaman Cezaevinde konferansımızı verdik ve orası da çok feyizli ve nuranî geçti. Orada bulunan benim hapishane arkadaşlarımın gözlerinden okunuyordu. Aslında Türkiye’deki 370 cezaevinde bizim anlatım tarz ve üslûbumuzda, yani müjde babında ve Efendimizin (asm) “nasıl bir imam ve hatip olduğu” ve ebedî bir vasiyet olan “Veda Hutbesinin neresinde olmamız gerektiği”ni ve o Zat-ı Nuranîyi (asm) dinleyen 124 bin sahabenin 3 kıt’anın nerelerine hizmet için gittiklerini ifade etmek lâzımdır.

Böyle bir hizmeti, İsviçre’den ayağımızın tozuyla gelip deruhte ettik. Ayrıca İsviçre’den, Almanya’dan ve Avusturya’dan ısrarlara rağmen buraya önceden verdiğim sözden dolayı Ali Hocamızla intikal ettik. Benim için Kutlu Doğum çok mühimdir. Kutlu Doğum mübarek olsun ve Fahr-i Kâinat Efendimiz (asm) cümlemizden hoşnut olsun, şefaat ve himmeti üzerlerimizden eksik olmasın.

Emeği geçen bütün hanım kardeşlerime, Belediye başkanımızın muhtereme eşlerine ve Millî Eğitim şube müdürümüz Abdülkerim Çömce Beye ve çalışma grubuna ve Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi proflarından Sn. Fevzi Kılıçer ve arkadaşlarına ve çevre ilçelerden gelen gönül kahramanı Peygamber aşıklarına binler tebrik ve teşekkürler. Bu hafta da güller diyarında olacağız inşaallah.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*