Kayan yıldızlardan Şenler ve Polat

alt

Geçen günlerde, Nur’un parlak yıldızlarından Üzeyir Şenler ile Mevlüt Polat Ağabeylerimiz dâr-ı bekàya ufûl eylediler.

İkisi de yerleri cidden zor doldurulur mümtaz şahsiyetler. Rabbim rahmet ve mağfiret eyleye.

Bu muhterem ağabeylerimizin vefat haberini yurtdışı seyahatinde iken aldım. O anda iç dünyamda müthiş dalgalanmaların olduğunu hissettim.

Üzeyir Ağabeyi gıyâben tanırdım; Mevlüt Ağabeyle yakînen tanışıklığımız ise tam kırk sene evvel başladı ve ruhunu Rahman’a teslim ettiği günlere kadar da irtibatımız hiç kesilmedi.

Son görüşmemiz, vefatından sadece beş gün önce (C.Tesi) Üsküdar’daki sohbetimiz esnasında oldu.

Oğlu, ilk kamp arkadaşımdı

1974 yazında, henüz bir lise talebesi iken Batman’dan kara trenle Malatya’ya gittim. Hayatımdaki bu ilk uzun seyahatin sebebi, Nur Risâlelerini geceli-gündüzlü okumaktı.

Çok şükür öyle de oldu. Rabbimin inayetiyle, bir buçuk ayda Nur Külliyatını devretmeye muvaffak olduk.

Askerî pilot Mevlüt Ağabey, o tarihlerde orada ikamet ediyordu. Hem kendisiyle, hem de yaşıtım olan oğlu Mustafa ile o zamanlar tanıştık.

Büyük ruhlu Küçük Mustafa Polat, aynı zamanda benim kamp arkadaşımdı. Külliyatı birlikte hatmettik. Arada bir evlerine gider, annesi Türkan Ablanın ikrâmlarından alırdık. Malatya’da kaldığım günler boyunca, ikimiz ikiz kardeşler gibiydik.

Liseyi aynı yıllarda bitirdiğimiz Mustafa Polat’la, yine aynı yıllarda üniversite tahsilini yaptık. İkimiz de İstanbul’da okuyup mezun olduk.

Kendisi mezuniyetten sonra (1980’li yılların başları) yüksek lisansa devam etti ve o esnada nişanlandı.

Kaderin garip tecellisine bakın ki, dünya hayatı ona yaramadı; henüz vazifeye başlayamadan ve dahi evlenemeden vefat etti. Mezarı, Eyüpsultan Kabristanı’nda adaşı Büyük Mustafa Polat’ın hemen yanı başındadır.

Dayanılmaz acıların insanı

Mevlüt Ağabey, sarsılmaz bir Nur kahramanıydı. Muhtereme hanımı Türkan Abla da öyle…

Bu kahraman ebeveyn, nişanlı oğulları Mustafa’yı gencecik yaşta toprağa vermelerinin acısını için için yaşarlarken, yıllar sonra bu kez genç anne küçük kızları Esra’yı bir trafik kazasında kaybettiler.

Bunlar, cidden dayanılmaz acılar. Allah kimseye yaşatmasın diye duâ ederken, bir taraftan da tahkiki iman sahibi Polat Ailesinin bu sarsıcı acılar karşısında takındıkları mütevekkilâne sabır ve tahammül, hakikaten tebrik ve takdire şâyân.

Cuma günü için dâvet

18 Nisan Cuma günü cenazesi kaldırılan Mevlüt Ağabey, son görüşmemizde tam da o gün için bizi Ümraniye’deki sohbete dâvet etmişti.

Biz de kendisine “Seve seve, cânıgönülden gelmek isteriz; fakat, o gün için Almanya’da olmamız icap ediyor” diye mukabelede bulunarak mâzeretimizi ifade ettik.

Aziz ağabeyimiz, meğerse bizi mânen cenazesine dâvet ediyormuş.

Onun ciğerpâresi Mustafa ile hem yaşıt, hem kamp arkadaşı, hem dâvâ arkadaşı olduğumuzdan, bizi hakikaten evlâdı gibi severdi.

Kendilerine Cenâb-ı Hak’tan bir kez daha rahmet ve mağfiret dilerken, muhtereme kızı, damadı, hanımı, oğulları ve torunlarına taziyetlerimizi sunar, bilumum yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*