Milletvekilleri ile alâkalı fıkralaşmış bir şey anlatılır hani. Meclisteki bir oturumda, konuşmacı milletvekilini dinlerken uykuya dalan bir Kayseri milletvekili, birden uyanır ve gayr-ı şuurî olarak bağırır, “Kayseri’ye deniz isteriz!“ diye.
Çocukluk zamanımızda biz de, Ankara’da iken henüz deniz görmemiştik. Ancak sinemalarda görebiliyorduk denizi. Özellikle bizim meşhur (!) Türk filmlerinde, İstanbul’u seyrettikçe (o zamanlar Türkiye’de TV yoktu.) bir iştiyak duyuyorduk.
Çocukluk zamanımızda biz de, Ankara’da iken henüz deniz görmemiştik. Ancak sinemalarda görebiliyorduk denizi. Özellikle bizim meşhur (!) Türk filmlerinde, İstanbul’u seyrettikçe (o zamanlar Türkiye’de TV yoktu.) bir iştiyak duyuyorduk.
Hatta çocuk aklımla haritaya bakarak, kendi kendime “Karadeniz’den Ak denize bir kanal açacaksın. Ankara’dan da geçireceksin. O zaman ne güzel, Ankara’nın da denizi olur” diyorduk.
Ne Kayseri milletvekilinin arzusu, ne de bizim hayalimiz gerçekleşmedi. Ama, Başbakan’ın gizemli bir sır gibi açıklamayıp, söylediği günde açıkladığı “çılgın” projesi meğerse, bizim ve Kayseri milletvekilinin deniz getirme hayaline benzer bir şeymiş. Yani İstanbul’u ikiye bölecek şekilde bir kanal yapmakmış.
“ Memlekete, millete hayırlı olur İnşaallah!“ diyelim ama, bu çocukların sudan havuz yapma işine benzer bir şey değil pek. Bu iş için lüzumlu olan, mühendislik başta olmak üzere, diğer hazırlıklar; plân, proje, fizibilite, ar-ge v.s yapılmış mı acaba ? Ne getirip ne götüreceği, artısı, eksisi hesap edilmiş mi ? Sonra bir İstanbul’lu olarak böyle bir şey aklınızda idi de, niye 9 senedir yapmadınız ve şimdi oltanın ucundaki solucan misali, seçim yatırımı olarak açıklıyorsunuz bunu? Herkes milleti avlanacak balık görüyor ya, bol keseden atıyor. Hani, “aslı yok yaylasında bin koyunum var benim” gibi. Siz de sallayın bir şeyler.
Sizin yaptı zannedilip de, iyice sıkıntılı hale getirdiğiniz bir Köy hizmetleri genel müdürlüğü meselesi var. Daha önceki hükümetler zamanında Türkiye’nin bütçesini ayırdığı ilk birkaç bakanlıktan biriyken ve harcanan paranın da %70 kadarı personel, yakıt v.s gibi şeylere gidip, ancak % 30 kadarı millete alt yapı hizmeti olarak geri dönen bu teşkilatı lağvedip, küçültüp, ıslah edeceğinize, iyice içinden çıkılmaz bir hale getirip, mahalli idarelere devrederek daha da sıkıntılı hale getirdiğiniz gibi, bu işte de sakın böyle iyilik yapacağım derken, birilerine rant kapısı v.s haline getirmeyin. Eğer gerçekten, artısı, eksisi hesaplanıp, güzel bir şey yapılabilecek ise yapılsın. Hatta Kayseri milletvekilini de, bizi de unutmayın bu arada! Karadeniz’den Ak denize bir kanal açın, hem Kayseri’den, hem de Ankara’dan geçecek şekilde.Anadolu’nun garip insanı da, denize yaklaşmış olur böylece.
Ne Kayseri milletvekilinin arzusu, ne de bizim hayalimiz gerçekleşmedi. Ama, Başbakan’ın gizemli bir sır gibi açıklamayıp, söylediği günde açıkladığı “çılgın” projesi meğerse, bizim ve Kayseri milletvekilinin deniz getirme hayaline benzer bir şeymiş. Yani İstanbul’u ikiye bölecek şekilde bir kanal yapmakmış.
“ Memlekete, millete hayırlı olur İnşaallah!“ diyelim ama, bu çocukların sudan havuz yapma işine benzer bir şey değil pek. Bu iş için lüzumlu olan, mühendislik başta olmak üzere, diğer hazırlıklar; plân, proje, fizibilite, ar-ge v.s yapılmış mı acaba ? Ne getirip ne götüreceği, artısı, eksisi hesap edilmiş mi ? Sonra bir İstanbul’lu olarak böyle bir şey aklınızda idi de, niye 9 senedir yapmadınız ve şimdi oltanın ucundaki solucan misali, seçim yatırımı olarak açıklıyorsunuz bunu? Herkes milleti avlanacak balık görüyor ya, bol keseden atıyor. Hani, “aslı yok yaylasında bin koyunum var benim” gibi. Siz de sallayın bir şeyler.
Sizin yaptı zannedilip de, iyice sıkıntılı hale getirdiğiniz bir Köy hizmetleri genel müdürlüğü meselesi var. Daha önceki hükümetler zamanında Türkiye’nin bütçesini ayırdığı ilk birkaç bakanlıktan biriyken ve harcanan paranın da %70 kadarı personel, yakıt v.s gibi şeylere gidip, ancak % 30 kadarı millete alt yapı hizmeti olarak geri dönen bu teşkilatı lağvedip, küçültüp, ıslah edeceğinize, iyice içinden çıkılmaz bir hale getirip, mahalli idarelere devrederek daha da sıkıntılı hale getirdiğiniz gibi, bu işte de sakın böyle iyilik yapacağım derken, birilerine rant kapısı v.s haline getirmeyin. Eğer gerçekten, artısı, eksisi hesaplanıp, güzel bir şey yapılabilecek ise yapılsın. Hatta Kayseri milletvekilini de, bizi de unutmayın bu arada! Karadeniz’den Ak denize bir kanal açın, hem Kayseri’den, hem de Ankara’dan geçecek şekilde.Anadolu’nun garip insanı da, denize yaklaşmış olur böylece.
Benzer konuda makaleler:
- Hz. Yunus’un (as) duâsı ve harika kurtuluşu
- Risale-i Nur ilanları Kayseri’de
- Rızânın neresindeyiz?
- Hakikî hazine
- Marmaray açıldı, boğaz köprüsünü kapatın!
- Kayseri 4. Kitap Fuarı ve Yeni Asya farkı
- Zeybek: Başörtüsüne kimse karışamaz
- Deniz Baykal’ın endişeleri ve Bediüzzaman’ın tesbitleri
- Gül derindir, acıyı göstermez
- Gelmeyin buralar çok derin
İlk yorum yapan olun